21 Nisan 2009 Salı

Daral Daral Daral

Dün o kadar daralmıştım ki, kendimi İstanbul’a attım.

Ya İstanbul baka işte. Havası başka, suyu başka, adamı başka, kadını başka. İnsanların duruşu, oturuşu başka. Hiç bu kadar hasret duymamıştım İstanbul’a, hiç bu kadar İstanbul’da olmak istememiştim…

Sonra arkamı döndüm bir baktım, çooook eski bir dost. Beraber sabahladığımız, iki buzlu kadehi tokuşturduğumuz, kingde ortak olduğumuz, aynı sınavlara çalıştığımız, aynı filmleri seyrettiğimiz, aynı okula gittiğimiz bir dost, geçmişin sıcaklığı ile gülümsüyor bana.

Sımsıkı sarıldım dostuma. Meğer ne çok özlemişim.

Sonra yanındaki ufak yaratığı fark ettim. Bir o yöne bir bu yöne koşan, kızımın beşik kertmesini fark ettim. İkimizde de oluşan bir göaünle çocuk takip etme tikini fark ettim dostumda da.

“Bahar geldi Bilgen, şimdi Taksim’de aval aval gezmek vardı. Çocuğun olması kışın dert değil de baharda zor geliyor” dedi. Oyyyy oyyyyy.

Daraldım daraldım daraldım.

Haydi, kırlara çıkıp, elele tutuşup barış şarkıları söyleyelim.

Ya da beni bırakın artık, ben kırlarda koşayım.

Bilgen,daraldaraldaral

1 yorum:

moo-saic dedi ki...

Askolsuuun, tüüüü sana tüüüü.
Bekliyoruz Bilgencim İstanbul'a gelecek de görüşeceğiz diye. Hatun gelmiş, bizi aramamış bir de utanmadan bloguna yazıyor. Fena halde kınadım:))