26 Şubat 2009 Perşembe

Beylere...

Habire mailler geliyor ya, kadınlar ne ister, yok 6699 tane kadını mutlu etme yolu, yok cin çıkmış da köprü yapmam demiş, peki kadınlar ne ister diye sorunca köprüyü yapayım demiş.

Hepsi boş hepsi hepsi anlamsız arkadaşlar.

Kadınlar sadece sevmek isterler.

Sizi seviyorsa eğer kadın kısmısı kölenizdir. Gözü sizden başkasını görmez, kazaklar örer, dolmalar sarar, sizi hayatının merkezi yapar. Gag dersin su verir, gug dersin et verir.

Sen de şımardıkça şımarırsın.

Sonra bir gün kadının sevgisi biter. Sevgi bitince de Biret Pit olsan ne olur olmasan ne olur. Onun gözünde sevmediği milyarlarca erkekten birisin. Önemsizsin. Sıradansın. Hiçsin.

İşte bu sebepledir ki, size duyulan sevgiyi öldürmemeniz gerekiyor. Bu sevgiyi öldürüp öldürmemekte biraz karakterinize, biraz zekânıza, biraz da kapasitenize bağlı.

Bu iyiliğimi de unutmayın J

Bilgen,dosttavsiyecisi

Not: Allah kıymet bilenlerle karşılaştırsın.

23 Şubat 2009 Pazartesi

Yükselen Ruh Durumu

Bazen ruhum bedenimden çıkıyor ve bana yukarıdan bakıp yaşadıklarıma şaşırıyor.

Bu olay ilk kez, Elif daha bir yaşındayken oldu. Elindeki çikolata sosunu bütün mutfak dolaplarına, yere, yüzüne, elbisesine bulaştırmıştı ben gelecek olan misafir için hazırlık yaparken. Bu sahneyi gördüğümde, hiç sinirlenmeden “ne yaptın evladım” dedim. İşte o an ruhum yükseldi ve gösterdiğim sabır karşısında şaştı kaldı.

Gene bir gün Elif Hanım’la birlikteyiz. 15 kere alışveriş merkezindeki arabalara binmiş biraz daha binmek istiyor ve ben “hayır” diyorum. O da kendini yerden yere atıyor, bağırıyor, ağlıyor. Herkes bize bakıyor. Ben sakin olmaya çalışıyorum. Ama imkânsız. Elif yerden kalkmıyor. Çığlıkları dinmiyor. İşte yine ruhum yükseldi. “Ahh zavallı Bilgen” dedi ruhum “Sen bu hallere düşecek kadın mıydın? Milletin çocuğu yaptığında kınardın. Al bakalım” dedi.

Ve işte son üç yıldır ruhum böyle yükselip yükselip alçalıyor.

Dün de ruhum sıkça yükseldi.

En sonunda gece oldu ve uyudular.

İkisinin de elleri yanlara düşmüş, derin ve huzurlu nefesler alarak uyuyorlar. Gündüz kafalarına fincan atan onlar değilmiş gibi, yüzlerinde sevgi dolu bir ifade ile gecenin koynuna girmişler. Tenleri yumuşamış, gıdıları ısınmış, yanakları pembeleşmiş. Bir öptüm bir öptüm bir öptüm… Ohh iyi ki doğurmuşum canlarımı dedim bir daha öptüm bir daha öptüm bir daha öptüm bir daha öptüm

Bilgen,birdahaöptüm

20 Şubat 2009 Cuma

Bu da Bitti Hayırlısıyla

Bir dostum, her Cuma sabahı, internette karşılaştığımızda, bana “hayırlı cumalar” derdi.

Diğer günler değil.

Sadece Cuma günü.

O dediği için midir, yoksa cumalar gerçekten hayırlı olması gerektiği için midir bilinmez, sanki hep hayırlı geçerli cumalarım.

Bakıyorum, bu hafta çok hızlı geçti. Bir ev taşıdık, bir konsere gittim, Ahmet’in pipisi yapıştı, Elif ateşlendi, ben listeye giremedim, hiç kilo veremedim.

Ve nihayet “hayırlı Cuma”lara geldik.

Hepimize iyi ve dinlendirici bir hafta sonu diliyorum.

Bilgen,yorgunafet

Not: Şevval Sam konserinde 600 den fazla insan vardır ve bu insanların hiçbirini tanımıyordum. İzmit cidden büyük şehir olmuş J

“Koy verdun gittin benu oy,
Allah’ından bulasın,oy
Kimse almasun senu
Yine bana kalasun”

17 Şubat 2009 Salı

HAYAL

Gene içimdeki erken rezervasyon canavarı gürlemeye başladı ve kendimi hafif taşlı bir kumsalda gözlerim kapalı, tenimde hafif ılık bir rüzgar ve kulağımda denizin dalgaları ile gülüşen çocukların seslerini hayal ediyorum.

Tabi hayalimde aynı zamanda 60 kiloyum, ne selülitim ne de doğum çatlaklarım var. Tenimde beyaz peynir renginden tatlı bir bronza dönmüş. Üzerimde de beyaz bir mayo ve benim normal hayatta asla iki ucunu birbirine değmeyen pareyo var ve bol bağlanmasına rağmen o kadar artmış ki uçları dizlerime değecek.

Saçlarımda sanki Suat’tan yeni çıkmışım gibi bakımlı ve şekilli. Taramama bile gerek yok, kendiliğinden öyle oluyor.

Hııım, güneş de ne güzel geldi valla, kemiklerim ısındı.

Aaa, cebime mesaj geldi, hesabımdaki 1 milyon TL’yi finans danışmanım, bilmem ne ülkedeki maden ocağına yatırayım mı, diyor. Amaaan böyle küçük meblağlar için neden beni ararlar ki?

Eveeet, yukarıdaki hayalimde asla gerçek olmayacak unsur hangisi?

a) Bronz ten
b) 60 kilo olmam
c) Selülitsiz ve çatlaksız bir vücut
d) Saçlarımın kuaförden çıkmış gibi hep bakımlı olması
e) Bankada 1 milyon TL param olması
f) Hepsi

Bilgen,akılkarıştırıcı

11 Şubat 2009 Çarşamba

Ahmet Ümit, Bab-ı Esrar

Ben kitap okumaya fırsat bulamayan insanları anlayamazdım eskiden. Çünkü tuvalette bile olsun kitap okuyan bir insandım ve vakit bulamıyorum diyenlere “tuvalete de mi gitmiyorsun?” derdim.

Ancak 2006 yılından beri bende kitaplara karşı bir ilgi azalması oldu. Bunun sebebi evime gelenlerin kütüphaneyi görüp “hepsini sen mi okudun?” diye ürkerek sorması mı ya da artık kafamın en küçük hücresinin bile bir şeylerle dolu olması veya okuyabileceğim güzel bir kitap bulamamam mı bilemiyorum.

Ama gel gör ki kitap okumayı çok özledim. Kitabın satırlarında yaşamayı özledim. Roman kahramanlarının en yakın arkadaşı olmayı, yaşanan olayları yüreğimde hissetmeyi özledim. Yeri geldiğinde sinirlenmeyi, yeri geldiğinde kahramanım ile gülmeyi özledim. Satırların arasında kaybolmuşken, bana seslenildiğinde, kafamı kaldırıp bir müddet hangi zamanda yaşadığımı kavrayamamayı özledim. O zaman sarhoşluğunu, günümüzün sıkıcılığını ve kitabın ağzımda bıraktığı o nefis tadı özledim.

MMO’nın kitap gurubuna üye oldum bu sebple ve şimdiye kadar ki kitapları biraz ite ite okudum. Ama bu son kitap beni yeniden sayfaların derinliklerine çekti. Kitabın geçtiği yollarda yürüdüm, kahramanımızın heyecanını paylaştım.

Tavsiye ederim.

Bilgen,commendatory

10 Şubat 2009 Salı

İyi ki Doğduuummmm

Evet tüm dünya için hayırlara vesile olan doğum günümü, 3 gün 3 gece süren şenlikler ile kutladık.

Artık yirmili yaşlarımı kesinlikle bıraktım. Geçen sene, bazen aklım karışıp 29 diyordum ama artık tamamı ile 31 oldum. Zorlasam en fazla 30 derim, gel gör ki o da 3 ile başlıyor işte.

Aman yaşın ne önemi var ki, önemli olan o her geçen sene ile ilgili bir şeyler kalmış olması hafızamızda. Ben bakıyorum da “müthiş bir gündü” diyebileceğim zamanlarım çok az olmuş son 6 senedir. Belki de bu yüzden zor geldi 30 lara girmek daha yaşanmamış güzellikler varken.

O sebepledir ki, Allah’ın insanlara bir armağan olarak sunduğu beni, biraz daha fazla mutlu etmek için uğraşmalıyım.

Yüz küsür kilo da olsam,kendimi seviyorum ve artık kendimi mutlu edeceğim.

İyi ki doğdum ben.

Bilgen,bencillikgüzelbirşey

4 Şubat 2009 Çarşamba

Paris Hilton

Biraz önce gazetede önemli şahsiyet, dünyamıza yaptığı değerli işlerle adını derin derin kazımış Paris Hilton hakkındaki habere gözüm ilişti.

Aklıma Paris Hilton’u ilk duyduğum zaman geldi.

Kanlıca’da bir kafede çooook eski bir dostumla, ona geçmişte ayarladığım kız arkadaşı ve kızımızın yeni aşk hayatı hakkında konuşuyorduk. Konu kapandı. İkimizde kahvelerimizden birer yudum aldık ve oturduğumuz kafenin tahta çerçeveli camından dalgalı denize baktık. Birkaç dakika süren sıkıntılı sessizlikten sonra dostum bana,

- Paris Hilton’u biliyor musun? Dedi.
- Adını duydum ama görmedim hiç; dedim ki o zamana kadar hiç Paris’e gitmemiştim.
- Erkek arkadaşı sevişmelerini gizlice kameraya almış ve internette yayınlıyormuş.
- Paris’e mi gitmişler?
- Bilmiyorum.??!!
- Sen nerden duydun?
- Gazetelerde bile haber yaptılar.
- Yuuhh ya, kimmiş erkek arkadaşı?
- Manken miydi neydi?
- Ohaa Yeliz’in erkek arkadaşı manken mi?
- Ne bileyim ben Yeliz’in erkek arkadaşının işini. Hem nerden çıktı bu?
- Ee sen dedin ya Yeliz’in erkek arkadaşı Paris’te , Hilton’da Yeliz ile ikisinin sevişmelerini gizlice çekmiş ve internete vermiş diye. Hem iğrençsin yani, eski kız arkadaşını mı izledin.!!???

Sevgili dostum bana sanki sarışınmışım gibi baktı ve kahvesinden büyük bir yudum aldı.

Ama ne yapabilirim ki, ben erkek değilim veya internette ööleee sitelere bakmıyorum ki, sevgili Paris’i bileyim. Hem ne biçim isim koymak o çocuğuna kardeşim, ne yani biz de Elif’e Güven Sağlık mı diyelim. Allah Allah!!!

Bilgen,hâlâkararsız

3 Şubat 2009 Salı

BEN ŞİDDETE DEĞİL,BAZI İNSANLARA KARŞIYIM

Hani bazı insanlar vardır, “su ister misin?” diye sorarsın.

Sana verebileceği en uzun cevap “evet, sürahinin içinde duran o müthiş sudan bir bardak istiyorum” veya “ığğğ ben çeşme suyu sevemem, bu sebepledir ki kesinlikle senin vereceğin suyu içmeyeceğim” ken, onlar kum tanelerinin ısıtılarak nasıl cama, oradan da nasıl bardağa dönüştüğünü anlatır önce. Ardından suyun bileşenleri ve insan sağlığına faydasına değinir. Sana istemediğin bir sürü şeyi anlatır ve anlatır. Oysa senin ondan beklediğin sadece evet veya hayırdır. Ama asla sorunun cevabını vermezler.

İşte bu tarz insanlar daha ilk kelimelerini söylediklerinde burunlarında bulunan kemiğe süper bir kafa atasım geliyor. Ardından, o acı ile kıvranırken (aynı uzun ve gereksiz cümlelerini sabırla dinlemek zorunda kaldığınızda sizin kıvrandığınız gibi), sağ yumruğumu da gözünün üstüne çakasım geliyor. İnşallah yumruktan sonra yere düşer ve bende kurduğu her cümle için alt batınına tekme atabilirim, defalarca defalarca defalarca…

Bu aralar bu insanlarla karşılaştığımda, onlar konuşurken onları yukarıda belirttiğim şekilde dövdüğümü hayal ediyorum ki, o zaman katlanılabilir oluyor onları dinlemek.

Mesela biraz öncede birini böööle dövdüm. Şimdi Bizce yapımı brovni ve çayla keyif yapıyorum.

Bilgen,şiddetekarşıdeğilim

2 Şubat 2009 Pazartesi

Ben Herkesi Seviyorum

Eeee sevgililer günü yaklaşıyor ya, bana mailler gelmeye başladı; “sevgililer günü için ne yapsak, fikir ver” diye.

Benim bu sene ki favorim, eğer yapabiliyorsanız, ikinize ait şarkılardan bir cd yapmanız. (Mümkünse de şarkıları siz söyleyin).Hatta cd nin başına birde buğulu sesinizle şiir kondurun. Süper olur valla.

Yok yok asıl süper ne olur biliyor musunuz, cdnin yanında bir de güzel bir yüzük veya bilezik.

Ama vereceğiniz hediye Kaşıkçı Elması bile olsa, doğru şekilde veremezseniz Zonguldak Kömürü muamelesi görür. Eğer arkadaşlarına anlatırken sizinle gururlanacağı, gözlerinin içi pırıl pırıl parlayacağı bir sürpriz ile verirseniz, verdiğiniz kıytırık papatya elmas olur, şaşar kalırsınız. Mesela 14 Şubat sabahı arabasına bindiğinde, sizin cd çalmaya başlasa, ooo on numara olur.

Arabası yok mu? Hııım, valla bu tarz verilecek sürpriz ortamlar ile ilgili kişiye özel çalışma yaparız artık. J

Aaaa verdiğim tüm örnekler bayanlara yönelik mi oldu? Bu sene erkekler için çooook güzel bir masör buldum. Hatun nefis masaj yapıyor. Adamı gönderirsiniz masaja, ardından da bi akşam yemeği, bi adam daha ne ister J

Bilgen,hemzekihemgüzel

Not 1: Bu yukarıda yazdığım cd örneği Murat Uçar tarafından kullanılamaz.!!!
Not 2: Büyük güne son 6 gün kaldı