12 Nisan 2009 Pazar

Adım Hıdır Elimden Gelen Budur

Zamanında barlardan çıkmayan, tekilanın dibini görmeden bırakmayan, tütün mamulleri ve hatta daha fazlasını tüketen bir gurup arkadaşım, çocuk sahibi olacaklarını öğrenince, 180 derece değişime uğradılar. Alkol sadece özel günlerde bir kadeh şarap oldu, bar disko dediğin ise belki bir arkadaşın doğum günü için gidilen bir yer, tütün mamulleri ise kesinlikle çok kötü bir alışkanlık olarak kınanır oldu.

Evde taze fasulye pişirip, kemik suyuna çorbalar yapan arkadaşıma sorduğumda sebebini, iyi çocuk yetiştirmek için öncelikle kendilerinin iyi örnekler olmaları gerektiğini söylemişti. O zamanlar gülmüştüm.

Dün akşam Elif, küçük sandalyesini küçük masasının yanına çekmiş, karşısına da başka bir sandalye koymuş, sağ eli masasının üzerinde, oval bir cismi avucunun içine almış, sağa sola oynatıyor.
“Hadi yatıyoruz” dedim
“Du bi Dakka” dedi, “Çektiğim fotoğrafları bilgisayara yükledim, onlara bakıyorum”

Elimde biberon, koltuğa çöktüm.

Şimdiye kadar Elif’in, beni taklit ettiği sahneler gözümün önüne geldi bir bir. Bunların hepsine gülüyordum, çok hoşuma gidiyordu. Sonra içime bir sıkıntı düştü. Bütün bir gece uyuyamadım. İyi çocuk yetiştirmek istiyorsam, önce ben iyi olmalıyım, ben kusursuz olmalıyım, hata yapmamalıyım. Oyyy Allah’ım, bütün gece uyuyamadım, dön oraya dön buraya.

Sonra güneş doğdu, sabah oldu. Bir şeyi fark ettim ki, kimse kusursuz değil. Çocuklarım da kusursuz olmayacak. Ben elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ama elimden en iyi bu geliyor. Hayatın gerçeği bu; küfür de ediyorum, sinirleniyorum da, abur cubur da yiyorum, bazen emniyet kemerimi takmadan araba kullanıyorum, hatta kullanırken telefonla konuşuyorum. Ama tek değişmeyecek gerçek var ki, onları şu dünyadaki her şeyden çok seviyorum ve onların sağlıklı, sevgi dolu bir çocukluk geçirmeleri için elimden geleni yaıyorum.

Bilgen,ohhhiyikidoğurmuşum

Hiç yorum yok: