28 Kasım 2014 Cuma

Zaman Makinası

Bugün sabah işlerimi bitirdim ve artık dibi bembeyaz çıkmış saçlarımı boyatmak için kuaförüme gittim.
Yaklaşık 15 yıldır aynı kuaföre gidiyorum. Çok şık bir salon. Paris ya da Milano ile kapışır. Dekorasyonu iki senede bir yenilenir. Duvarlar, zemin, masalar, aynalar, tuvaletler.
Saçıma boyam sürülmüş, manikür odasına giderken lavaboya uğradım.
Lavabonun bir ana giriş kapısı var. Bir de içeride iki adet tuvalet kapısı var. Bu iki kapı normalden küçüktürler. Herşey değişir, bir tek o kapıların dar ölçüleri değişmez. Ben 15 yıldır, sağ taraftaki kapıyı kullanırım. Yine o kapıdan girdim.
Şaşırdım.
Çıktım,bir daha girdim.
Olmadı.
Bir daha çıktım girdim.
Aaaaa, yan dönmeden ya da herhangi bir açı almadan düz girebildim o kapıdan. Son 10 yıldır o kapıdan ya yan girdim, ya değişik açılar vererek girdim.
İnanamadım bir daha çıktım girdim.
Sonra aklıma bu kapıdan düz girdiğim 15 yıl öncesi geldi. İngiltere’den dönmüştüm. Ailemden başka tanıdığım kimse yoktu. Lise arkadaşlarım Adapazarı’nda, üniversite arkadaşlarım İstanbul’daydı. O kadar sıkılıyordum ki… Yüzüm asıldı.
Elim, kapı kilidinin girdiği yuvaya gitti. Gelinliğimi bu yuvaya taktırmıştım. Allahtan yırtılmamıştı ama gelinlikle tuvalete gitmek riskli diye gelinliği çıkarırken rujum tam gelinliğimin önüne bulaşmıştı. Pratik zekasını kullanan Nalan oraya ruj dağılmasın diye oje sürmüştü. Personel kapıda gelin bağı yapmıştı. Ne güzeldim o gün, nasıl keyifliydi. İçim neşe ile doldu; gülümsedim.
Ama en kötüsü hamileyken ki halimdi. O zaman yan girmekte işe yaramamış, kilit yuvasına gömleği taktırmıştım. Orada hemen yırtılan yerini diktiler. Ne güzeldi hamile olmak ya, sallana sallana yürüyordum. En keyiflisi, bebeğim hep benimleydi. Meraktan ölüyordum, neye benzeyecek, beni sevecek mi diye.
Sonra boşandım…
Sonra arkadaşların düğünleri oldu.
Kardeşim evlendi.
İş yemekleri oldu.
Bugün o kapıya baktım. 15 yıl öteye gittim, geldim. Meğer dedim Suat dükkana zaman makinası koymuş. İşte NLP budur. Hemen eğitimler yada çalışmalarda anlatılmak üzere şu bir kaç dakikayı aklıma kazıdım. :))))
Değişmeyen tek şey vardı, aynada bana bakan o güzeller güzeli kadın.

Bilgen,ohhhiyikivarım

22 Kasım 2014 Cumartesi

Okudum Büyüdüm Ninni

Uzun zamandır gözüme takılıyordu kütüphanem. Bugün hazır evdeyim deyip tüm kitaplarımı indirdim.
Ne çok kitabım var. Dua kitapları, zayıflama kitapları, siyasi kitaplar, şiir kitapları, aşk romanları, tarihi romanlar, felsefe kitapları, seyahat ve yol kitapları ve son yıllarda ise bir sürü kişisel gelişim kitapları.
Ne çok okumuşum. Hayır, okudum da ne oldu? Hala her pilav pişirişimde tane tane olmuyor, hala açma börek ya da baklava yapamıyorum. Karnı acıkmış ve pilav isteyen çocuğa Yunan Mitolojisi mi vereceğim?
Bu İngilizcede böyle benim için. İlkokuldan beri İngilizce çok önemli dediler, İngilizce kurslarına gittim, özel okulda okudum. Hatta işe girerken İngilizcem yeterli olmadı diye babam beni İngiltere’ye bile gönderdi okusun kızım, öğrensin diye. Gittim. Öğrendim.
21 yaşından beri çalışıyorum ve 15 yıllık iş hayatımda sadece 3 kere İngilizce konuştum. İlki Ford’da çalışırken Ken’e eczanenin yerini tarif ettim. İkincisi, bir dönem bakıcı buluyorduk ailelere; o dönem Çinli bir bayana bakıcı verdim, onunla İngilizce konuştum. Üçüncü olarak da geçen dükkâna yabancı uyruklu bir müşteri geldi; onun Dask sigortasıyla, sağlık sigortasını kestim. İşte bu kadar.
Şimdi oturup düşünüyorum da, babam bana harcadığı bu paraları altın yapıp kenara koysaydı adamcağız çok rahat bir dükkân alırdı. Verirdik dükkânı kiraya, ohhhhh gezerdik tozardık.
Şimdi bende var 2 çocuk. Bu gidişle 10 sene sonra 2 dükkan parasını yavrularımın eğitimi için gömmüş olacağız. Okutmasak da biriktirip dükkân mı alsak? Ahmet şimdiden “ben çalışmayacağım” diyor. Elif de Afrika’ya filan gidecekmiş, vahşi hayvanları incelemeye. En azından dükkânın kirasını yollarız ona çocuk rahat rahat gezsin oralarda, araştırma filan yapsın.
Ayyyy bilemedim şimdi, okutsan bir dert, okutmasan bir dert.
Bildiğim tek şey var ev işleri bana göre değil, bak aklımı nasıl karıştırıyor.
Tövbe estağfurullah.

Bilgen,kafagitti