29 Aralık 2013 Pazar

Ver Allah'ım Ver

Yıl bitiyor.
Her sene yeni yıl listesi yaparım.
Bu sene yapmayacağım.
Yok kilo vereceğim, yok 15.000 kitap okuyacağım, yok oraya gideceğim, yok çocuklara daha çok zaman ayıracağım. Bu sene yok arkadaşım.
Bu sene, dimdik duracağım, kollarımı kocaman açacağım ve gelen her şeyi sevgiyle kabul edeceğim. Golü nasıl atarım diye düşünmek yok bu sene. Gelen toplara yerine göre göğsümde yumuşatır, yerine göre ayağımda oyalar yerine göre de abanır vururum. Gol olur, olmaz bilemem, ben olması için vuruşumu yapacağım. Olana sevgim sonsuz ne de olsa.
Ama illa bir şey dile bu yıl diyorsanız, bolluk diliyorum. Her nerede sıkışmışsam orasının bollaşmasını istiyorum. Bolluk bilincinin beni kucaklamasını ve hayatımı süslemesini istiyorum.
O zaman hepimize bol yıllar.

Bilgen,themelek

23 Aralık 2013 Pazartesi

Prenses'in Ekibi

Adnan Menderes Havalimanındayım.
Sırtımda çantam, yanımda tekerlekli bavulum.
İzmir’den dönüyorum, mucize kursundan.
Hiç masa başı bir iş hayal etmedim ben. Hep gezeceğim bir işim olsun istedim. Uçak seferleri, araba seyahatleri, otel konaklamaları istedim. Gittiğim yerde gülümsenerek karşılanmak istedim. Ne iş yapmalı diye düşünürdüm, pop star mı olsam? Ama ses berbat, tiyatro filan dedim, yetenek sıfır. Denetçi filan olmalı dedim ama hiç sınava girecek, uzmanlaşacak sabrım yoktu.
En sonunda tıkılıp kalmıştım bir ofise. Seyahatler filan tamamen gençlik hayali olarak kalmıştı. Eee, herkes her istediğini elde edemez diye, iç geçirip duruyordum.
Sonra nefesle tanıştım.
Ve şuan hayalimi yaşıyorum.
Sürekli seyahat ediyorum. Otelleri seviyorum. Gittiğimde yerde beni sevgiyle karşılayan insanları seviyorum, ekibimi seviyorum.
Ve ekibim…
Ben takım çalışmasına inanmazdım. Bir şeyin güzel yapılmasını istiyorsan kendin yapacaksın, derdim hep ve kimse senin arkanı toplamaz, kimse sana destek olmaz, ben kontrol etmezsem muhakkak bir eksiklik çıkar.
Oysa şuan mükemmel bir ekibin içindeyim.
Pazartesi ve Salı günü Maltepe Belediyesi’nin desteği ile Maltepe halkına 2 günlük nefes çalışması yapacağız. Sevgili Betül, her şeyi halletti. Görüşmeler, matlar, torbalar, formlar, yazı tahtası bile. O gün ekipten kimler gelecek, kaçta orada olacağız, içeceğim suyu bile ayarladı.
Ve  sevgili ortağım, yol arkadaşım Bülent, “şunlar,şunlar istanbula Betüle bırakılmalı” dedim. Sadece “tamam” dedi.
Annem ve babam. İzmir’den İstanbul’a uçmam gerekecek, çalışma var dedim. Çocukları merak etme, dediler sadece.
Ben İstanbul’a indiğimde biliyordum ki çocuklarım şuan sevgi dolu bir evde uykudalar, İzmit’ten eşyalarım Betül’e ulaştırıldı ve  Betül ise zaten mükemmel bir çalışma ile her şeyi hazırlamıştı.
Kendimi şuan bir prenses gibi hissediyorum. Kabarık eteğimi tutup, parmak ucunda narin adımlarla yürüyerek gezeceğim nerdeyse.
Ve sadece şükrediyorum varlıkları için hayatımdaki insanların hepsine.
Bilgen,themelek

Not: Yazıyı dün gece yazdım ve şimdi yayınlayacağım. Süper bir nefes ekibiyle, süper bir ilk gün geçirdik. Işıl ışıl parlayan gözleri ve o hiç bitmeyen enerjileri ile orda olan Betül, Şebnem, Aynur, Birsen, Şule, Özge, Nevra ve Neşe’ye  çoooook teşekkürler.

10 Aralık 2013 Salı

HER ŞEY OLDUĞU HALİYLE MÜKEMMEL

Biraz önce yağan karı seyretmek için mutfak camının önüne gittim.
Kar durmuş.
Dikkatimi karşı apartmanın sakinleri çekti.
Mesela şu ikinci katta oturanlar, her gece yatarken aspiratörün ışığını açık bırakıyorlar. Mutfak loş, sarı bir ışıkla doluyor. Anlayamadığım bir huzur veriyor o mutfağı seyretmek bana.
Onların 2 üstünde sağ tarafta oturanların ise kalın, kırmızı perdeleri var ve ışık açık olduğunda, dışarıya kırmızı bir renk veriyor, bu da güldürüyor beni.
Sanırım onun bir üstünde öğrenciler var, çünkü perdeler hep yamuk yumuk, yarı açık, bir kısmı kornişten çıkık. O camı gördüğümde sohbetler geliyor aklıma öğrenciyken yaptığım; Türkiye’yi, ekonomiyi, insanları nasıl kurtardığımız.
Bak öğrencilerin çaprazındakiler ise gece kaçta kalkarsam kalkayım hep salon ışıkları açık, uyumuyorlar mıdır nedir? Ama uykusuz geçen gecelerimde onların ışığını görmek bana güven veriyor.
En alttaki dairelerin camlarında ferforjeler var ve bu bana dünyada bir yerlerde kötülükler yaşandığını hatırlatıyor.
Kimi perdeler katlamalı, kimi camdan cama, kimi kalın, kimi mor.
Ama hepsi tam ve olması gerektiği gibi. Her biri içimdeki bir duygunun yansıması, her biri bana ait ve her biri aslında benim için oradalar.
Her biri bana aslında birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını anlatıyor. Tüm farklılıklara ise ne kadar çok ihtiyacım olduğunu fark ediyorum. Aynı yaşadığımız hayat gibi. Herkes, her olay ve hatta yaşanan aynı olayın bile birkaç insandan dinlenişi bile farklı. Ama tüm bu farklılıklar zaten dünyayı dünya yapıyor ve onu muhteşem kılıyor.
Bir kez daha fark ediyorum ki, her şey tam olması gerektiği gibi ve olduğu haliyle mükemmel.
Yaşadığım her şey için bir kez daha şükrediyorum.

Bilgen,uyuartık

7 Aralık 2013 Cumartesi

FALCI BANA TALİHİN GÜLECEK DEDİ

Dediler ki süper bir falcı gelmiş. Gidemedim.
Yok o gitmiş, şöyle süper; bu gitmiş, acayip biliyor. Gidemedim.
Aaa sen daha gitmedin mi, onlar bile gitmiş, dediler. Artık olmayacak böyle dedim ve kalktım gittim.
Geçtim karşısına oturdum.
-merhaba, hoşgeldiniz, adınız nedir? Dedi
- bilgen, dedim
- ne burcusunuz?
- kova.
- size hem kahve falı hem tarot birlikte bakacağım, şu kartlardan 10 tane seçin lütfen ama lütfen enerjinizi verin ve hissederek seçin.
Önümde duran ters tarot kartlarına baktım. Tüm enerjimi vermeye çalışarak kartları seçtim.
-          Eveeet bilgen, çok güçlü bir kadınsın. Sevdiklerin için fedakârlıktan kaçınmıyorsun ama bazen ben bunu hak etmedim diyorsun, değil mi? Dedi. Güldüm.
-          Yani aslında fedakarlık ateş üstündeki düdüklü tencere gibidir, her an patlayabilir. Ancak ben biliyorum ki fedakarlık denen şey aslında kar için bir şeyleri feda etmektir. Peki kar için feda ediyorsam, ben bunu hak etmiyorum demek saçmalık değil mi? Benim kendi hayatımın senaryosunu yazma gücüm varken bu kurban rolü komik aslında diye başlayan cümlelerim aktı gitti.
Kadın kocaman gözlerle bana bakıyordu. Söyleyecek sözü yoktu, dondu kaldı. Kendine geldiğinde;
-          Sizin gibi bir insanla hiç tanışmadım ben, muhteşemsiniz, dedi. Güldüm. Kalkarken kartımı verdim.
Peki ben artık nasıl fal baktıracağım?

Bilgen,yolvaratvarkuşvar