30 Ocak 2008 Çarşamba

Yaşlanıyorum...

Keyifli bir şekilde kendimi yatağa atıp, ellerimi başımın altında bağlayarak, mutlulukla çarpan aşık yüreğimin sesiyle hayallere daldığım geceleri özledim. Ertesi gün işe gitmek için değil de, sevdiğimi rüyamda görebilirim ümidiyle gözlerimi erken umduğum geceleri.

Aklımdaki hesaplarda apartman aidatının, çocuk psikolojisinin, personel sorunlarının yerine; hafta sonu gidilecek konser için tek ayak üzerinde ne yalanlar uyduracağımın olduğu günleri özledim.

Belki sürekli bezgin ama en azından içimde hayatın bana daha sunmadıklarına dair hep bir umut taşıdığım, elime yakışan en güzel mücevherin tek taş değil de, sevdiğimin eli olduğu günleri özledim.

Evet itiraf ediyorum genç olmayı özledim. Beyoğlu’nda gezmeyi, Sahaflar’da kitap bakmayı, hafta sonlarında eve dönmeyi özledim.

Ama en çok içine para karışmamış hayallerimi özledim.

Bilgen, neden büyümesi gerektiğini anlayamayan, neredeyse otuzluk insan

12 Ocak 2008 Cumartesi

YANSIN TRUVA

Hayal edin; birlikte olduğunuz adam sizinle paylaştığı her günü bir şans kabul ediyor ve bu birlikteliğin tadını doyasıya çıkarıyor. Sizi her gün bir sürprizle şaşırtıyor. Günün pazartesi olması veya üç yüz elli ikinci gününüzün gelmesini bahaneler biliyor ve sizin ayaklarınızı yerden kesiyor.

Diyorum ya hayal edin…

Bu adam için sevgililer günü fırsat günüdür sizi mutlu etmek için. Biliyorsunuz ki o günün şerefine sizi büyük bir sürpriz bekliyor, heyecanlanıyorsunuz.

Şimdi gerçeğe dönelim.

Şimdi birlikte olduğunuz adamla birliktesiniz. Sevgili karşı cinsim daha şubat ayı bile gelmeden önce özel günlerin ne kadar ticarileştirildiğinden 3 kere bahsetti bile dost ortamında. Siz duymamazlıktan geldiniz.

Şubat ayının ilk haftasında ise üzerine basa basa sevgililer gününde çiçek fiyatlarının katlanmasının anlamsızlığından; insanın hayal gücünü körelten ticari kaygılı tüccarların oyunlarından 4 kere arkadaşlarınıza, 2 kere de reklâmları izlerken size söyledi. Ama siz kararlısınız, yılmayacaksınız. Siz de özellikle savaşların olduğu günümüzde, tüm dünyanın böyle bir sevgi gününde hemfikir olmasının ve o gün tüm dünyadaki insanların sevgilerinin gökyüzüne ulaşmasının ne kadar anlamlı olduğundan bahsederek, arkadaşın penaltılarını kurtarıyorsunuz.

Ee şimdi bu adamdan ne bekleyeceksin?

a) Sizin için yazılmış romantik bir şiir
b) Gül yaprakları ile kaplanmış jakuzide romantik anlar
c) Parfüm / mutfak robotu
d) Hiçbiri

Kesinlikle cevap D değildir. Eli boş gelirse dırdır yapacağınızdan veya surat asacağınızdan emindir. Bunlara katlanmak yerine para harcamayı göze alır.

Cevap C dir. Çünkü sizin kurtardığınız penaltılardan sonra, zavallının tek komutla çalışan beyni şu sinyali aldı “hediye al, kurtul”. Oysa siz ona “tüm dünyaya romantizm yağmuru sağanak şekilde yağarken, bu yağmurdan sadece bir damla” yani gözlerinizin içine bakılıp söylenecek gerçek bir “seni seviyorum” komutu yolladınız.

Şimdi o parfüm/mutfak robotu türü hediyeyi görüp surat astığınızda ise hiçbir şeyden memnun olmuyorsun olacak.

Ey güzel Allah’ım sevdiğinin hasretini mısralarında anlatan adamları sen yarattın,
Sevdiğine kavuşmak uğruna koca bir krallığı tehlikeye atan adamları da sen yarattın.
Madem bu türe bu incelikleri verebiliyorsun da, neden bizimkilerden saklıyorsun?

Umarım bu yıl sevgililer gününde, Allah, tüm erkeklerin kalbine Paris’in Helen’e olan aşkından düşürür de hepimizin uğruna bir Truva düşer.

9 Ocak 2008 Çarşamba

Keyifli Yıllar

Vay vay vay, bir yılı daha geride bırakıyoruz ha!??

2 çocuk…

3 haneli kilolar…

Ve 30 yaşıma basacağım bir yıl…

Ama bu sene kovaların yılı olacakmış. Çok şanslı olacakmışız, işlerimiz hep iyi gidecekmiş, mutluluktan uçacakmışız.

Göreceğim bakalım bu üç haneli kilo ile nereye uçacağım

Bu yeni gelen yılda inşallah Mars dı Plüton du ne açıya girecekse girer ve Allah hepimize acır da, keyifli bir yıl geçiririz.(Amin)

Eski patronumun dediği gibi, ki çok severim bu kalıbını,

prosperous and happy new year