18 Aralık 2007 Salı

Bana Hergün Bayram

Bizim oralarda kurban sabahtan kesilir, hemen kavurmalık et bakır tencerede kavrulması için ocağın üzerine koyulur.

Bu süreçten sonra akrabalar ikiye ayrılır, mutfak bölümünde çalışacaklar veya etleri parçalayıp dağıtımını yapacaklar.

Ben kavurmayı ve baklavayı riske atmamak için hep mutfak bölümünü tercih etmişimdir. Et ocakta kavrulurken, bizim gurup pilavı, salatayı, mezeleri, ayranı hazırlar. Sonra kalabalık bir bayram sofrası için masalar açılır, değişik modelde bir sürü sandalye bulunur. Bembeyaz yemek örtüsü örtülür ve misafir takımları çıkarılır. Bir yandan sofra hazırlanırken, pişmiş olan etten çocuklara ekmek arası verilip ayakaltında dolaşmasınlar diye bahçeye salınırlar.

Kalabalık şekilde yemek yendikten sonra bir ağırlık çöker herkesin üzerine. Ama nedense sadece erkekler uyurlar. Biz yine çalışmaya devam ederiz.

Bayramın ilk günü yorgunluk, diğer günleri eziyet olsa da tüm sevdiklerimi bir araya getirdiği için severim bayramları. İstiyorum ki çocuklarımın hafızalarında da bayramlar hep keyifli anılarla yazılsın.

Keyifli anların süregeldiği, birbirimize daha da bağlandığımız nice güzel bayramlara.

Bilgen, the sütlünuriye

12 Aralık 2007 Çarşamba

Hayırlı Teskereler

Dün hayırlısı ile bir gurup arkadaş ve kuzeni askere uğurladık. Bakın görürsünüz topu topu 6 ay askerlik yapacaklar ama bir ömür boyu anlatacaklar nasıl zor olduğunu.

Ama tabii zor olur. Sen bu erkek çocuklarını “paşam paşam” diye seversen adam kendini paşa zanneder. Sonra bir bakar ki gerçek hayatta o zavallı bir “er”miş.

Bu paşaların anneleri oğulcukların çaylarını, yemeklerini, ütülü çamaşırlarını ayaklarına getirir, su içtikleri bardağı yıkamadan bırakmasını öğretir ve paşa oğulları evdeki bir cam süs eşyasıdır da kırılmasın diye onu pamuklara sararlarsa; senin zavallı oğlun teyzecim önce Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinde sonra da gelinin elinde yontula yontula adam edilir.

Bu paşa oğullarımızın askerliği vatana millete hayırlı olsun.

Bilgen, the sütlünuriye

5 Aralık 2007 Çarşamba

ACILARIN ÇOCUĞU

İnsanoğlu şu hayatta ne acılara katlanıyor, ne çileler çekiyor. Hattayeri geliyor o acılar ile yaşamaya alışıyor, hayatın bir parçasıolarak görüyor.
Mesela ben; patates kızartması olmayan sabah kahvaltısını kahvaltıdan,üstüne çift kaymaklı ekmek kadayıfı yenmeyen akşam yemeğini yemekten,yanında çikolata olmadan içilen kahveyi kahveden saymazdım.
Ama hayat işte… Sabah kahvaltılarında sucuklu yumurtaya batırılansıcacık beyaz ekmeğin yerini tam buğday ekmeği, sucuklu yumurtanınyerini ise yağsız peynir aldı. Beynim yenen sevimsiz akşam yemeğininardından bir İtalyan tatlısı gelmeyeceğini kabul etti ama kalbimsürekli isyanlarda.
Acılar bizi her geçen gün biraz daha olgunlaştırıyor.
Uzaktan çok olgun gözüktüm değil mi?
Bilgen, the sütlünuriye

20 Kasım 2007 Salı

...

SSK nız var, iyi kötü hepimizin özel sağlık sigortası da var. Devlet teşvik ediyor, emeklilik içinde bir sigorta şirketinde yatırım yapıyorsunuzdur.

E o zaman doya doya sigara için. Eğer orta yaşa gelecek kadar şanssızsanız, nasıl olsa şimdiden yaptığınız bütün yatırımlarınızı hastalıklardan kurtulmak için harcayacaksınız. Hastalıklar yüzünden hayattan keyif alamayacaksınız; çoluk çocuğunuza muhtaç olacaksınız; torunlarınız sizi hep hasta hatırlayacak ya da belki hiç hatırlamayacak.

Ama umarım siz şanslısınızdır da, hastalıklar başlamadan kalp krizinden veya 3 ayda akciğer kanserinden göçüp gidersiniz.

Acıdı mı?

Siz her nefes çektiğinizde sigaradan, sevdiklerim ölüyor diye benim de içim acıyor.

Bilgen, the sütlünuriye

Bugün 20 Kasım Dünya Sigarayı Bırakma Günü

15 Kasım 2007 Perşembe

BEBEK NASIL YAPILIR

İlk başta bebek kokusunu özlersin.
Sonra bir bebeğin kolunda mışıl mışıl uyumasını.
Bebeğin teninin yumuşaklığının, ellerinde bıraktığı pamuksu hissi özlersin.
En son da küçücük elleri ile parmağını tuttuğunda duyduğun, “benim de olmalı” hissine yenik düşersin.

Bir bakarsın bütün arkadaşlarının çocuğu olmuş. Onların evinde bir huzur kokusu vardır. Yorgunluktan çiftlerin birbirleri ile dalaşacak hali kalmamıştır da sen onu, bebeğin eve getirdiği mutluluk olarak yorumlarsın.

Alışveriş merkezlerinde, gözün bebek mağazalarına kayar. Yolda bebekarabası ile dolaşanlara kıskançlık dolu bir tebessüm ile bakarsın. Evlenirken yaptığın 5 yıllık kalkınma planının içinde olmamasına rağmen bebek planı, artık senin kalbinde ve en sonunda ise beynindedir.

İş bitmiştir, Allah analı babalı büyütsün; vatana millete hayırlı olsun.

Bilgen, the sütlünuriye

13 Kasım 2007 Salı

Feysbuk Güzel de, Geçen Yılların Hesabı N'olucak!

A.V.İ.D.K. - Abla, hani yazlıktan Merve vardı ya, onu buldum dün feysbukta.
BEN - Ay hatırlarım ne tatlı ne güzel kızdı di mi? Sen ne koşmuştun kızın peşinden di mi? Bir yazıştığında benden de selam söyle.
A.V.İ.D.K. -Ne yazışcam ya! Bir görsen abla 500 kilo olmuş.

İşte mazi böyle bir şeydir. Sanırsın ki Merve hep 13 yaşında ve incecik beli ile kalacak. Sanırsın ki o ilkokulda dövdüğün adamları hâlâ dövebilirsin. Sanırsın ki eski sevgilin hâlâ seni seviyor.

Bunların hepsi bitmiştir; işte o yüzden de adı GEÇMİŞtir.

Bilgen, thesütlünuriye

A.V.İ.D.K.: Adını Vermek İstemediğim Dana Kuzenim