26 Ekim 2010 Salı

Oğlum Oğlum Paşa Oğlum

Geçen gün fark ettim ki benim fizyolojik yapım koca göbeğim, ağrıyan belim ve zayıf dizlerim yüzünden kesinlikle bir tuvalete eğilip, küçük bir kıçı yıkamaya uygun değil.

Hiç terlik giyme alışkanlığım olmadığından olsa gerek ki, maalesef o sevimli küçük yaratık tuvalette oturup, sadece çişini ya da kakasını yapması gerekirken, aynı zamanda seni yanında istediğinden ve ben çıplak ayakla taşa bastığımdan ve genelde ayaklarım buz gibi olduğunda terlik giymeyi akıl ettiğimden ve akıl ettiğimde “ben terlik giyip geleyim kuzum” dediğim de ise “bitti anne” dediğinden olsa gerek, sürekli bir kasıklarda üşütme ağrısına sebebiyet vermekte bu tuvalet eğitimi.

Elif Hanım’ın tuvalet eğitimi uzun süren klozette oturma seanslarından oluşmuş olmasına rağmen, Ahmet Bey, bu eğitimi kesinlikle red etmekte.

Kendisi çişini söylememe konusunda ısrarlı yaklaşımına karşılık benim pek ısrar edecek ergonomik yapım bulunmadığından bu yaşta olmasına rağmen daha bir kere olsun “çişim geldi” demedi. Ancak “eğitimin şart” olduğuna inandığımız için gönderdiğimiz okuldaki öğretmen hanımkızım artık bez bağlanmaması konusunda bizi uyardığı yazıyı gördüğümde, kendisine “buyur gel, sen öğret o zaman” demek geldi içimden ama ben eğitime ve eğitimciye saygılı bir anne olduğumdan bunu yapmak yerine çocuğun bezini çıkardım.

Çıkardım da ne oldu? Ahmet Bey klozete yapmamak için direndiğinden o gece 4 kere çarşaf ve pijama değiştirdim. Klozete azıcık yapıp 4 dakika sonra halıya işemeyi sevdiğinden ise beyaz sabun ile halı silme masraflarımız 3 katına çıktı.

Büyüklerin bir faydası olur belki diye babaanneme danıştım. Kavanoza işemekden hoşlanabileceği konusunda bir tüyo alınca elime geçen ilk kavanozu pipisine dayadım. Ahmet kavanoza baktı ve “bu küçük buna işemem”dedi. Başka bir kavanoz getirdim. “Bu gıdıklıyor” dedi. Diğer bir kavanoza “bu soğuk” dedi. En sonunda evdeki bütün kavanozları yere dizdim, hangisine işemek istediğini sordum. Allah Nescafe’den razı olsun, onun kıvrımlı kavanozuna işemek konusunda ikna oldu kendileri.

Bu süreç 3 haftadır devam ediyor. O işememek, ben de klozet ya da kavanoza işetmek için çabalıyoruz. Bakıcımız ütü yapmaktan, makine hergün çişli çamaşır yıkamaktan ben de kolundan tutup tuvalete götürüp saatlerce onu beklemekten yorulmuş olmamızın verdiği çaresizlik ile öğretmenini aradığımda “aa olur mu öyle şey, Ahmet bana çişi geldiğinde söylüyor, bende onu tuvalete götürüyorum” cümlesi ile modern eğitime olan inancım tamamen yıkıldı.

En iyi yöntem bildiğin yöntemdir.

Ahmet’i alıp Çilek mağazasına götürdüm. O tam istediği arabalı yatağa oturttum. Yatağı almam için yalvaran gözlerle bana baktı. Bende gülümsedim ve “ne zaman çişini söylersin, o zaman yatağı alırız” dedim.

Ahmet hâlâ 1-0 önde…

To be continued…

Bilgen,fedakaranne