24 Şubat 2008 Pazar

ADAM GİBİ KIŞLAR

Aslında yalan değil soğuğu özlüyorum. Adam gibi kış olmasını, üşümeyi, titremeyi, sıcak bir mekâna girince ki o rahatlama hissini…

Eskiden kışlar adam gibi kış olurdu. Soğuk olurdu. Eldivenin ne işe yaradığını, atkının neremizi koruduğunu anlardık. Paltonun en kalınını alır, çorabın yünlüsünü tercih ederdik. Çünkü üşürdük. Adam gibi üşürdük ve üşüyen vücudlarımız dua ederdi biran evvel yaz gelse diye.

Geçen sene adam gibi üşümedi bile vücudum da yaz geldiğinde şaşırdı ondan. Hatta hiç uçlardaki harareti yaşamadığımdan denize bile girmek istemedim nedense.

Bu sene de pek farklı değil. Birkaç gün üşüdük adam gibi, gerisi hep bahar havası.

İşin kötü tarafı, bu durum aşkları da etkiliyor.

Aşkın her mevsime yansıması farklıdır ve kışlar bu yansıma için çok güzel dönemleridir.

Zaten soğuktan dolayı bir sığınma güdüsündedir insan. Kanı donmuştur, ruhu donmuştur, elleri donmuştur. Aşkın gelişiyle başlayan kalpteki bu hareket ve heyecan donmuş olan ruhu, kanı ve elleri ısıtır. İnsana kutuplarda Antalya sıcaklığı yaşatır. İnsanlar sanarlar ki soğuktandır yanaklarının kırmızılığı, hâlbuki aşktandır, sıcaktandır, mutluluktandır.

Fiziksel temaslar ise ayrı bir keyiftir üşüyen vücutlarda. Nedense birisi daima daha sıcaktır, hatta sımsıcaktır. İlk elele tutuşta sıcak elin soğuk ele değişi ve yayılan sıcaklık insana “tamam” dedirtir, “işte ruh ikizimi buldum. İşte beni tamamlayan eşe kavuştum.” Bu mükemmel bütünleşmenin etrafınızı sardığı bulutların üzerinde koşarsınız kış günlerinde sevdiğinize.

Yazın sevdiğinizin mis kokulu tenine dokunmanız çok kolaydır. Ya kolu açıktadır, ya omzu açıktadır, ya da en basiti elinde eldiven yoktur, içinde atlet yoktur. Ne zaman bir destek bir dayanak isteseniz dokunabilirsiniz bu kutsal tene.

Oysa kışın, tene ulaşmak zordur. Ona her dokunmak istediğinizde ya bir eldiven çıkmalıdır elden, ya da bir palto belki bir kazak. Bu çıkarışları ise sabırla beklemek zorundasınızdır, ya da dokunulamayacak olduğunu kabul edip daha bir heyecanla beklemeyi öğrenirsiniz onun size sunulacağı anın. Şımarık bir çocuk gibi sızlanır yüreğin sıcak bir el teması için ama geçmek bilmeyen saniyeler beklenmelidir, ruh beklemek ile terbiye edilmelidir.

İşte kış aşkları sabırla yoğrulduğu, kolay kolay ulaşılamadığı için daha kalıcıdır, daha derindir temelleri. Geçici tatillerin verdiği bronz tenin değil, size ait olan ve en kötü gününüzü gösteren gerçek ten renginizin aşkıdır o. Üşüyen burnunuzu boynuna gömdüğünüz sevdiğinizin kokusunun dayanılmazlığıdır o. Ellerinizi biraz olsun ısıtmak için çabalayan sevgi dolu adamın saf aşkıdır o.

Ama tabi bu bahsettiğim kışların adam gibi kış olduğu zamanlarda…
Kışınız ve aşkınız adam gibi olsun.
Bilgen, thesütlünuriye