26 Eylül 2008 Cuma

Çok Uykum Var

Uzun uzun düşündüm bugünle ilgili ne yazayım diye.

Ama dün gece çocuklar hastaydı ve sadece 3 saat uyuyabildiğim için maalesef ellerim klavyede dans edemiyor. Yüreğim bu gece gibi önemli bir gece için bir şeyler söyleyemiyor.

Annem de arkadaşlarına söyle, bayram için baklava, tatlı, börek veya zeytinyağlı siparişi vereceklerse bugünden söylesinler dedi. Elleri undan bembeyaz olmuş anneme baktım önce, sonra hamur masasında açılmış olan baklava (olduğunu tahmin ettiğim) yufkalarına baktım.
“Baklavanın kilosunu 12’den satıyorsunuz, bari cevizi ile tereyağını az koyun” dedim. Annem bana ters ters baktı ve “karışma işimize” dedi. Ama o kadar uykum vardı ki, tepki veremedim. Bu konuyu onunla battığımda konuşacağım.

Evet sevgili dostlarım, ibadet dolu Kadir Gecesi ve bol siparişli bayram arifesi diliyorum kendi adıma.

Sizin adınıza da, Allah kabul etsin…J

Bilgen,amin

Not: Ben şimdi e-mailimi kapatıp, eve gidip yatacağım. Sipariş vermek isterseniz kafeyi arayın, annem (ki biz ona kendi aramız Lütfiye de diyoruz) orada. 0 262 331 86 77

22 Eylül 2008 Pazartesi

Bana Herkes Hayran Mı?

Cuma günü, hesap kitap işlerinden iyicene bunalmış bir vaziyette, başımı ellerimin arasına almış masamda öylece oturuyordum.

Telefonun çaldığını duydum. İletişim kaynağımız Gülşah Hanım, telefonu “Güven Sağlık ben Gülşah” diye açtı. Sonra bir müddet kıkırdayarak sohbet etti. Ardından telefonu bana aktardı ve aktarırken de “bir hayranınızmış” dedi.

Gülşah kıkırdıyarak konuştuğundan bir arkadaşım arıyor herhalde diye, bende aynı kıkırdamalı ses tonu ile “efendim?” dedim.

Karşımda hiç tanımadığım birinin sesi, “Bilgen Hanım, bugün internette bir iş için araştırma yaparken bloğunuza rastladım ve kendimi tüm yazılarınızı okumaktan alamadım. Şöyle iyisiniz, böyle akıcısınız, aman çok duru ve iç eleştiri dolu yazılar” falan falan.

Benim hayatımdaki ilk hayranımdı. Ne diyeceğimi, ne cevap vereceğimi bilemeden kekeledim durdum. Birden aklıma bunun bir şaka olacağı geldi. Kliniğin numarasını nereden bulacaktı ki?

“Telefonumu nereden buldunuz?” dedim.

Bizce için gönderdiğim iftar menülerinin sonundaki telefondan kafeyi aramış. Kafedekiler kliniğin numarasını vermiş.

Arayanın gerçek hayran olduğunu öğrenince nasıl mutlu oldum anlatamam. Benim yazılarımı okuyan yabancılar var. Benimle hiç tanışmamış, beni hiç görmemiş, hiç dertleşmemiş birileri var. Dostluklarımızdan bütünleşmiş yazılarımı değil de, sadece yazılarımı seven birileri var…

Süper bir duyguymuş.

Tavsiye ederim.

Bilgen,amabendehayranolunmayacakbirideğilimkicanım

SON DURUM RAPORUDUR

Günaydııııın,

Puslu bir hava ile başladık bu haftaya. Ama olsun, puslu olan sadece havamız olsun.

İleride Deniz Feneri gibi olmamak için, başlattığım kampanyanın artık raporunu vermenin vakti geldi.

Kampanya 1) Ramazan Paketi

Ramazan başlamadan gönderdiğiniz paralarla yaklaşık 70 koli aldım. Kolileri Karfur’dan alacağımızı söylemiştim ama kolilerin 50 tanesini Karfur’dan aldım. Diğerlerini Tansaş’tan aldım.(Çünkü Tansaş’ın kolisi daha güzeldi. Aldığım 50 Karfur kolisi için özür dilerim)

Koliler yaklaşık 50 aileye dağıtıldı. Allah kabul etsin.

Kampanya 2) Her Ayın Beşi, Gönder 5 YTL’yi

Bu ay, bu kampanyamızda 200 YTL toplandı.

Bu paranın 120 YTL si daha önce bahsettiğim aileye yardım olarak ulaştırıldı.

Geri kalan kısmı ile 20 aileye gıda yardımı yapıldı.

Ohh, durum bildirir raporumu sundum. İçim rahat…

Allah hepinizin niyetini kabul etsin.

Bilgen

18 Eylül 2008 Perşembe

Fanila Şart

Kimi zaman anneliğimi sorguluyorum.

Elif’i okula sabahları ben bırakıyorum. Bu sabahta her sabah olduğu gibi hazırlanma savaşını büyük bir zaferle kazandım ve onu okuluna götürdüm.

Etrafıma bir baktım, veliler çocuklarına yağmurluk ve hatta mont giydirmiş; altlarına da kapalı ayakkabı kondurmuşlar. Bende Elif’e baktım…

Aklıma hiç uzun kollu bir şey giydirmek gelmedi açıkçası. Ee uzun kollu bir şey giydirmeyi akıl edemeyen adam yağmurluk veya mont giydirmeyi akıl eder mi?

Ama bugün hava yağmurlu, çocuk yerde oynarken belki üşür diye pantolon giydirdim. İçine de fanila giydirse miydim?

Off offf, çocukları göçebe Türkmenler gibi yalın ayak büyütüyorum valla. Hayır, bir şey değil, bu yıllar sonra “anne sen beni okula kısa kollu t-shirtle gönderdin” diye hesap da sorar.

Aslında içine fanila giydirmek lazımdı.

Bilgen,ağlarsaanamağlargerisiyalanağlar

16 Eylül 2008 Salı

Mustafa

Ben pek filmlerde ağlamam. Ağlayana da şaşırarak bakarım.
Çok enderdir ağladığım filmler. Biri Sarı Zeybek’tir…

Biri de sanırım bu olacak…
29 Ekimi heyecanla beklemek yetim.

Bilgen,…
http://www.mustafa.com.tr/

3 Eylül 2008 Çarşamba

Rezervasyon Yaptırın:))

Bana diyorlar ki ramazan menünüz var mı? Napcaksın ramazan menüsünü? Tüm gün oruç tutmuşsun zaten, canın ne istiyorsa ye.

Top patlasın, hemen sıcak pide arası kaşarı ve sucuğu koyup bir elinde hazır et. Öbür elinde hurma, “Allah’ım senin rızkınla oruç tuttum.” Diye başlayan duanı bitir ve hurmanın ardından yut sucuk kaşarlı pideyi.
Sen su ile oyalanırken, masaya ev yapımı çorban gelsin mis gibi, sıcacık. Ne malzemeden çalınmış, ne de içine dünkü çorba katılmış.
Çorban bitsin, hafif bir şişkinlik oluşsun midende. Şişkinliğini bastırmak için al eline açık büfe tabağını bakın bakalım zeytinyağlı sarma mı yersin, barbunya mı, şakşuka mı veya taze fasulye mi, kızarmış havuç mu? Artık Allah ne verdiyse annem ile halam ne yapmayı becerebildilerse, doldur tabağına, gel otur masana. Soğuk zeytinyağlıların boğazından geçerken günün sıcak yemeği gelsin masana. (İlk gün orman kebabı vardı, dün İzmir köfte, bugün et sote, yarın ne olur Allah bilir)
Yemeğin yanında soğuk soğuk halamın kendi elleri ile yaptığı limonatadan mı alırsın veya gevur icadı koladan mı?
Ehh yemek bitti. Ağzımızın tadı yerinde. Hemen bir çay almalı, arkamıza yaslanmalı. Ohh Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin, bugünümüzü aratmasın valla.
İkinci bardak çayın yanında Elanur’un baklavasında mı alırsınız yoksa Hala’mın ekmek kadayıfından mı veya hafif olsun derseniz annem güllaç yaptı.

Bu keyfin toplam maliyeti 20 YTL.

Daha az yersen daha az öde, daha fazla yersen daha fazla öde (yuuh daha ne yiyeceğiz!!)

Kendinizi öyle menülerle filan sınırlamayın. Yemek işi keyif işidir.

Bilgen,keyiflenekeyifleneolduk130

Not: Bu maili okuyunca heveslenip sakın bu akşam gelmeyin, yerim yok.
Rezervasyon no:331 86 77

1 Eylül 2008 Pazartesi

HOŞGELDİİİ

Mübarek ay başladı işte.

Sabah işe geldiğimde, o vızır vızır caddede bile bir sessizlik, bir dinginlik vardı. Allah sizi inandırsın minibüs şoförleri bile kornaya basmıyordu.

İnsanların yüzüne açlıktan mıdır, ibadetin aşkından mıdır bilinmez bir nur yerleşmiş. Herkes sakin, herkes yavaş hareket ediyor. Diyorum ya herkes de bir dinginlik…

Ama ilerleyen saatlerde durum böyle olmayacak. Özellikle erkek milletinde saat 15:00 civarı şekerin de düşmesiyle bir sinir başlayacak. Çatacak, kavga çıkaracak yer arayacaklar.

Bu hep böyledir zaten. Kalabalık iftar sofralarının hazırlıklarını biz yaparız. Bütün gün mutfakta yemek yapmanın yanında, en güzelinden sofrayı da hazırlarız. Oysa işten geldiğinden beri televizyonun karşısında oturmuş bu dünyadan değilmiş gibi yapan veya hemen uyumak için odaya kaçan erkek milletinde nasıl bir sinir olur şaşarım.

Neyse erkeklere çok yüklenmeyeyim daha ilk günden.

Hepiniz benim kalabalık iftar sofralarını sevdiğimi bilirsiniz. (her ne kadar hazırlama ve toplama eziyeti bana kalsa da) Bu sene inşallah bu keyifli iftar sofrası keyfini Bizce’de yaşayacağım. Dostlarım, akrabalarım ve müşterilerimle keyifli iftarlar olacak inşallah.

Hepinizi beklerim,
Hepimiz orada olacağız.

Bilgen,sıcakpidearasısucuksüpeeeroluyor