25 Ocak 2011 Salı

Yaşlanıyorum

Şaka maka 2 hafta kaldı.

Bu haftayı da atlatırım da, öbür hafta epey sıkıntılı olur benim için. İçim daralır, oflarım, kabullenemem bir yılın daha hayatımdan gidiyor olduğunu ama sonra o gün gelir.

Sabah hüzünle kalkarım yataktan. Sürünerek işe giderim. Kimseye selam sabah vermem. Kabullenemem yeni yaşımı. Sabah kahvemi içerim. O sırada günün ilk çiçeği gelir. Yüzüm biraz güler. Sonra facebooktan tebrikleri okurum. “İyi bari, öldüğümüzde cenazemiz kalabalık olacak” diye düşünürüm.

Sonra ikinci çiçek gelir. Keyfim biraz daha düzelir. Dostlar da aramaya başladığında iyicene keyiflenirim. Ohhh, derim iyi ki doğdum.
Ardından Nil Karaibrahimgil’in “İyi ki doğdum” şarkısını açarım. Bir enerji dolar içime.

İyi ki doğdum
Ne güzel bir kadın oldum
Erkekler hep peşimde
Ama aklım işimde
Sınırı zorluyorum

Artık akşama da nerde nasıl kutlarız bilmem.

Vay be, 14 gün kaldı.

Bilgen,yaşlanıyorum

22 Ocak 2011 Cumartesi

Büyüdüm

Yapmam gerekenler listesi var kafamda. Her sabah yenileniyor, yapılamayanlar duruyor üstüne yenileri ekleniyor. Ama liste hiç bitmiyor. Başını kopardığınız ejderha artık öldü derken birden boynundan iki adet baş çıkması gibi, listedekileri tamamladıkça yerine başkaları geliyor.
Bazı şıkları hiç bitiremiyorum. Uzadıkça uzuyor, sıkıntısı büyüdükçe büyüyor. Daralıyorum. Bazen bu liste hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor ya da bittiğinde acaba hayat mı bitecek?
Sanırım zorluklarla savaşabilen bir yapıp yok ki benim, listem uzadığı zaman kaçıp gidesim geliyor. Küçük bir sahil kasabasına yerleşip, bahçeden ektiklerimle geçinmek, akşamları çayım çekirdeğim ile televizyon karşısına geçip asla yaşayamayacağım hayatları anlatan dizileri seyretmek istiyorum.
Sahil kasabası özlemi duymaya başlamışsam eğer büyümüşümdür di mi?
Büyümek istemiyorum ki…
Bilgen,dana