19 Ocak 2013 Cumartesi

İyi ki Doğurmuşum


Yemeğe eşi dostu çağırmışsındır. Sabahtan beri de keyifli bir sofra olsun diye koşturmuşsundur. Dostlar gelir. Herkes sofraya kurulur. Yemekler yenir. Bakarsın ki herşey süper gidiyor, herkesin keyfi yerinde, sen de tatlını alır masanın bir ucuna oturur, yarım yamalak yakalığın sohbeti dinlemeye başlarsın. Tabi bütün gece hiç bu kadar uzun süre oturmadığın için omurgandaki sızıyı fark edersin. Ayaklarında ağrımıştır. Ama olsun, dostlar çoluk çocuk keyifli zaman geçirildi ya, biraz daha gömülürsün sandalyeye, ohhh işte gecenin en keyifli anı ve tuvaletten bir ses gelir;
-         - Annnnnnnneeeeeeeeee bittiiiiiiiiiiii!!!!!
Hiç üstüne alınmazsın. Ne çocuğu ya, senin çocuğun yok ki. Hem daha yaşın kaç? Bu da senin kendi evinde verdiğin bir yemek değil zaten, annenler tatile gittiler sende arkadaşlarını çağırdın.
O ses biraz daha yüksek tonda bir daha duyulur
-         - Annnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnneeeeeeeeeeeeeeeeeee biiiiiitttttttttttttttiiiiiiiiiiiiii!!!!!!

Ne bitti yaa ne bittiiiiii!!!!
O an biri gelse dese ki, “çocuğun götünü ben yıkarım ama 5000TL ni alırım” helali hoş olsun, al kardeşim.
-          -AAAAANNNNNNEEEEEEEEEEEEE!!!!!!
Gülümseyerek kalkarsın sofradan. Omurgandaki ağrı iyice batar, beden oturmak istiyor çünkü. Tuvalete doğru yol alırsın doğduğuna pişman, doğurduğuna pişman bir halde. Tuvalete girersin, klozette seni bekleyen bir yaratık vardır.
-        -  Anne, uzaylılar aslında uzayda yaşıyorlar, diye senin dünyanda olmayan bir muhabbete başlar.
Sen iki büklüm eğilerek taharet musluğuna ulaşmaya çalışırsın, o ise uzaylılarla ilgili tezi üzerine yorumlarını anlatır. Bu o kadar garip bir duygu ki, eğilmişsin iki büklüm birinin boklu kıçını yıkamak için o koca yorgun bedenini süreklemişsin, keyifli bir sohbeti kesmişsin ama o götü yıkadığın için mutlusun.
Teşekkür bile etmeden temizlenmiş yaratık tuvaletten çıkıp gidiyor. Sen tuvaletten salona doğru yorgun ve ağır bedeni sürüklerken içinden diyorsun ki “iyi ki doğurmuşum”