31 Mart 2009 Salı

Sen Ne Tatlı Şeysin Yaaa

Cuma günü Elif’in öğretmeni aradı. Her hafta Salı günleri “anne-baba günü” gibi bir şeymiş. Her veliye bir konu veriliyormuş ve veliler 3 yaş gurubuna anlatılabilecek şekilde anlatıyorlarmış görev konularını yarım saatliğine.

“Bilgen Hanım sizin için sahne sanatlarını seçtik” dedi. Aklıma ilk gelen benim sahne sanatları ile ne ilgim olduğu oldu. En son lisede baleye gitmişliğim var. Opera desen hiç anlamam. Tiyatro ise Elif doğduğundan beri yalan oldu. Dans mı? Ne dansı yaaaa…

Biraz mıkırdandım ama öğretmen epey istekli olunca kıramadım tabi.

Ama beni nasıl bir heyecan sardı anlatamam.

Şimdiye kadar yüzlerce insana herhangi bir konu hakkında bilgi vermişliğim veya sunum yapmışlığım var. Evet o zamanlar da heyecanlanıyordum ama bu heyecan bambaşka bir şeydi açıkçası.

Bu işin ucunda Elif vardı. Yaptığım şey onu mutlu edebileceği gibi, benden utanabilirdi de.

İnsan kaç yaşında olursa olsun, ebeveynlerinin hep güçlü olduğunu, her şeyin en güzelini yapabildiğini görmek istiyor. Yaşın büyüdükçe belki ebeveynlerinin de birer insan olduğunu ve hata yapabildiğini anlıyorsun ama kalbinin biryanı hep kırık ve ezik kalıyor.

Ben belki süper bir anne değilim ama isterim ki Elif’in beğendiği bir anne olayım. Nobel’i kazanmam veya dünya barışını sağlamam neredeyse imkansız olduğundan bari basit konularda başarılı olayım istedim. Kızım gurur duysun istedim. Gözleri parlasın istedim.

İşte bu sebepleydi o dayanılmaz heyecanımın sebebi, yoksa bir gurup 3 yaşındaki veledin bana garip garip bakan gözleri değildi korktuğum.

Evlat işte ya, ne garip duygu Yarabbi.

İyi ki doğurmuşum.

İmkân verilse bir tane daha yaparım. (JJJJJJ)

Bilgen,delimiyimneyim

Hiç yorum yok: