26 Mart 2009 Perşembe

Bir İlkbahar Sabahı

Dün sabah evden çıktığımda, güneşin parlak ışıkları gözlerimi alıyordu.

Güneşin böyle bir etkisi vardır, ışık ve sıcaklık birleşti mi, insana güzel bir enerji verir.
İşte sabah da güneşin sıcak ve mutlu ışıklarını hissettiğimde omuzlarımda, kırlarda koşasım geldi.

Zaten her bahar dönemi, gözümde canlanan sahne aynıdır. Yemyeşil bir düzlük alan. Mümkünse dizlerime kadar çiçekler de olabilir. Üzerimde beyaz bir elbise, saçlarım uzun, başımda papatyalardan bir taç, yüzümde kocaman bir gülümseme, salak salak bir oraya bir buraya koşuyorum.

Bu gözümde canlanan sahnede, kesinlikle ve kesinlikle margarin reklâmları ile Türk filmlerinin etkisi var. Yoksa ben manyak mıyım yeşillik bir alana üzerimde beyaz kıyafetlerle gideyim? Beyaz kıyafet dediğim de beyaz elbise. Normalde elbise giymem ki, kıra bayıra gittiğimde giyeyim. Düşünsene çıplak bacaklarıma çiçekler değecek, böcekler yürüyecek ve ben haplanmış gibi oradan oraya koşacağım. Giyerim kot pantolonumu, alırım üç beş arkadaşı, bir mangal, rahat bir sandalye, keyifli bir kitap… Deli miyim koşacağım bahar geldi, mutluyum diye.

Biliyorum çok uzattım ama her akşam televizyonda malum bir markanın “kirlenmek güzeldir” sloganı ile bembeyaz giymiş çocukların çamur harekatını gösteriyor ve sonunda çocuklar kirlenip mutlu oluyorlar ya, ben buna da anlam veremiyorum. İki tane çocuğum var, toplasan şimdiye kadar aldığım tek beyaz şey tişörttür, o da en fazla 2 tanedir. Çocuk çamurla oynayacak, zekâsı gelişecek, mutlu çocukluk geçirecek sonra da Türkiye’yi kurtaracak diye neden çocuğa beyaz giydiriyorsun. Valla biz üstümüzü kirlettiğimizde annem güdümlü ESEM terlik atardı. Ne psikolojimiz bozuldu ne de salak olduk. Aksine üstümüzü kirletmemeği öğrendik.

Evet biraz sinirlendim. Eee ne de olsa bugün hava kapalı. Benim psikolojimi de annemin terlikleri değil ama bu iki de bir değişen havalar bozacak…

Bilgen,birazasabi

Hiç yorum yok: