15 Ocak 2010 Cuma

Ah Şu Vahşi İçgüdüler

Yaşamımızdaki birçok şey bize sunulan öğretilerdir tezine sonuna kadar inanmış bir insan olarak ben, 31 yıl sonra bu fikrimde ciddi değişiklikler yaşamaya başladım.

Eğer Afrika’da doğsaydım başka bir Bilgen, eğer Amerika’da doğsaydım başka bir Bilgen, hepsini bırakın Aslan ailesinin değil de başka bir ailenin kızı olarak doğsaydım bile bana verilecek gelenek görenek ve terbiye ile başka bir Bilgen olacaktım.

Ama iki çocuk büyütmeye çalıştığım şu otuzlu yaşlarımda anladım ki, nerede ve kimin çocuğu olarak doğarsam doğayım, bazı temel şeyler var ki onları bize en basitinde Allah veriyor sırf kadın olduğum için, ya da başka biri için baktığımda erkek olduğu için.

Kendi çocuklarımı da ne öğretirsen öyle olurlar mantığı ile büyütmek için çabaladığımdan, doğru bildiklerimi çocuklarıma sunup, yanlış bildiklerimden uzaklaştırıyorum. Ama ey hat, ne mümkün ki Allah’ın verdiği içgüdüleri yenebilmek.

Bunun en basit örneği ise evimdeki 0-4 yaş arası Elif ve Ahmet.

Asla çocuklara “kız çocuk şunu yapar, bunu yapmaz” veya “erkek çocuk şudur budur” demememize rağmen, Elif hiçbir zaman arabalarla, Ahmet de bebeklerle oynamadı. Elif yemek yapmak, toplamak toparlamak gibi kadınsı eylemleri oyunlarına dökerken ki hani rol model olarak beni görüyor desek Allah var ne yemek yapıyorum ne de temizlik, Ahmet arabalarla oynuyor veya etrafı dağıtmayı görev ediniyor.

Beni en çok üzen ise, evde veya anneanemizde veya babamızda asla silahla ilgili ne bir muhabbet ne bir görsel materyal sunulmuyorken, hatta çocuğa su tabancası bile alırken tabanca şeklinde değil de yunus ya da ona benzer hayvanlar şeklindekini alıyorken, bu bizim evdeki yaratık mandallardan dik açı yapıp, “dan dan” diye etrafındakilerine doğrultup hamle yapıyor.

Tamam anlıyorum, ilkel erkek olarak avlanma güdün var ama benimde annesel korkularım var be çocuğum.

Güzel Allah’ım, şu mübarek Cuma gününde, hepimizin evladını hayırlı kıl, tehlikeden, ilkel içgüdülerinden, hayırsız işlerden uzak tut.

Bilgen,amin

Hiç yorum yok: