3 Aralık 2009 Perşembe

Ahhh Prenses Ahh

Şu Pamuk Prenses ne şanslı kız ya.

Aptal aptal ev işleri yaparken yaşlı cadının oyununa geliyor ve elmayı yiyor. Zehirleniyor. Gerçek aşkı onu öperse ancak yeniden hayata dönebiliyor. Prens de geliyor, öpüyor ve yeniden hayata dönüyor.

Diğerlerinin işi biraz daha zor. Mesela Sindirella kabakla, fareyle, camdan ayakkabı ile uğraşıyor. Rapunzel saçını uzatıyor adamcağız tırmansın diye, Bell çirkin görünüşlü bir adamla aynı şatoda kalıyor aylarca ve sonunda adamın içindeki güzelliği sevmeyi öğreniyor.

Oysa Pamuk Prenses en rahatı. Uyuyor. Öpücüğü alıp uyandığında da acaba bu prens doğru adam mı diye sorgulamasına bile gerek yok. Çünkü prens büyüğü bozuyor.

Ola ki Pamuk Prenses’in kral babası “Olmaz kızım, onlar bizim denk ülkemiz değiller. Bu adam seni mutlu edemez” dese bile, Pamuk’un vereceği cevap belli “Baba, adam büyüyü bozdu. Daha napsın!!”

Sonsuza kadar o gerçek aşkı gelmese bile yine sorun yok, çünkü uyuyor. Hiçbir şeyin farkında değil. Ohh dön o yana, dön bu yana. Gör rüyanda Alpleri, sıcak çikolataları vs vs vs.

Oysa bir de bize bak.

Güzel olmak zorundayız, akıllı olmak zorundayız, doğru tercihler yapmak zorundayız. Zaman geçiyor, yaşlanıyoruz, daha çok akıllanıyoruz. Beyaz atlı prens diye bir şey olmadığını fark ediyoruz. Hayal kırıklıklarından iki adet Boğaz Köprüsü yapabiliyoruz.

Yazık bize çok yazık.

Bilgen,benartıkprensesolmakistiyorum

Hiç yorum yok: