2 Haziran 2009 Salı

HALAYIN GİZLİ KURALLARI

Düğünleri çok seviyorum.

O curcunayı, koşuşturmayı, gerginliği, altın takma merasimini ama en çok halay-üçayak-horon gibi kol kola girilerek bir adım dans (!) etmeyi seviyorum.

Belki hiçbir zaman bir araya gelmeyecek bir sürü değişik özelliklerdeki insan el ele tutuşup veya kol kala girerek uygun adımlarla sağa doğru dönerekten hareket ediyorlar.

Önce yavaş yavaş başlıyor adımlar. İki tur dönüldüğünde katılımcı sayısı birden iki katına çıkıyor. İyicene sıkışıyor insanlar, daha bir sokuluyorlar birbirlerine. Kimse bir şey konuşmadan hatta birbirinin yüzüne bile bakmadan, hemen başka bir gurup büyük insan zincirinden sıyrılıp ortaya geçiyor ve kendi zincirlerini oluşturup oynamaya başlıyorlar. Sanki gizli bir kural varmış gibi, dış halkadan kimse içeridekine katılmıyor.

Müzik hızlanıyor. İç halkadakiler ki bunlar genellikle 16-30 yaş arası herkesin küçük bir açı ile öne attıkları adımlarını illa bir başka atraksiyon ekleyip daha geniş bir açı ile atan beyler, daha bir hızlanıyorlar. Daha da hızlandığında müzik, artık bu ortadaki beyler uçuyorlar.

Dış halkada ise durum daha keyifli. Önce şişko abla ve ağabeyler pes ediyor. Daha sonra topuklu ayakkabılılar, ardından tesettürlü ablalar ve yavaş yavaş ise yorulanlar ayrılıyor.

Ayrılmakta bir törenle oluyor. Kimse “ayy yoruldum” deyip, bırakıp çıkmaz. Çıkacağı zaman sağındaki ile solundakinin ellerini ortada birleştirir. Yerinin emin ellerde olup olmadığına bakar ve bırakır. Ama bu bahsettiğim tamamen güdüsel olarak 2 saniyede olur.

Düğünler güzeldir.

Telaşı güzeldir.

Gelin olmak güzeldir.

Hele benim organize ettiğim düğünler çok daha güzeldir.

Allah herkese en az bir kere (ki daha çok olmasında mahsur yok) gelinlik giymeyi nasip etsin.

Bilgen,doktordayımbeklemektensıkıldım

Hiç yorum yok: