20 Haziran 2009 Cumartesi

OLMAZ MI?

3 ay olmuş onu görüp kalbi çarpmaya başlayalı.

Kaçamak bakışlar, imalı laflar, belli belirsiz kurlar ile kalbi bir yanmış bir sönmüş.

En sonunda duygularını itiraf etmişler birbirlerine.

Gözlerinin içi parlıyor.

Hani aşık insanların etraflarına yaydıkları, neredeyse elleyebileceğiniz bir tılsımları vardır, o tılsım alıp götürür seni de onun mutluluğuna. Onun anlattığı hikayeleri dinlerken bende gittim onun mutluluğuna. Midesinde uçan kelebekleri gördüm, ellerinin durup dururken terlemesini gördüm, bir önceki buluşmanın beynindeki tekrarını gördüm.

Hele onu anlatmaya başladığındaki sevinci, yüzündeki mutluluğu beni de mutlu etti. Onu bulup tebrik edesim geldi bir insanı bu kadar mutlu ettiği için.

“Bak şu saat oldu aramadı hâlâ” dedi.
“Allah Allah adamın işi vardır. 15 yaşında mısınız siz de sürekli telefonlaşacaksınız.” Dedim biraz önceki anlamsız sızlanmasına kızarak.
“Ama 15 de hissediyorum” dedi

Ben bir şey anlatırken daldı gitti birden. Yüzünden bir bulut geçti. Sonra yüzüme en masum bakışı ile bakıp “Kokusunu özledim” dedi.

İçim cız etti.

Bu anların bitecek olması ne kadar acı. Onun gözlerindeki mutluluğun yerini değişik sıkıntıların bulutları kaplayacak. Artık elleri titremeyecek onu düşündüğünde. Belki hep sevecek ama bu coşku olmayacak işte.

Peki bitmeme ihtimali var mı?

Tamam ilk günlerin dozajında olmasın da biraz daha azalsın ama bitmesin.

Bunun olma ihtimali var mı?

Bilgen,özledim

Hiç yorum yok: