5 Haziran 2009 Cuma

Allah'ım Zayıflıyor Muyum Yoksa? (Yok Canım Daha Neler) Yazı Dizisi 2

Zerrin Hanım’ın odasına girdiğimde elimde olmadan bir pozitif elektrik hissettim. Ama etkilenmemek için duymazlıktan geldim.

Zerrin Hanım, bir anne sevecenliği ve bir genç kızın coşkusu ile bana ameliyat olmadan da biraz dayanarak zayıflayabileceğimi anlattı.
- Yaparız değil mi Bilgencim? Dedi.

Ben “diyet ve sabırla” zayıflama isteği içerisinde olmadığımdan karşımdaki kadının sevgi dolu yardım mesajını duymazlıktan gelmek için duvarlara filan baktım durdum ama bu kadında şeytan tüyü mü vardır nedir, içim ısındı. Konuşmasının ilerleyen aşamalarında kocaman bir gülümseme yüzüme, bir umut ışığı da kalbime doğdu.
- Tamam, dedim. Yapalım bu işi.

İkimizde sevinç içinde gülümsedik birbirimize.

Gözümün önünde birden 60 kilo ile bembeyaz bir elbise giyip, kırlarda koştuğum sahne geldi. Yüzümde o aptal gülümseme, başımda papatyalardan taç, ellerimi otlara değdire değdire koşuyorum.
Tamam, yapalım bu işi, dedim ve bekledim ki hemen başlayacağız. Bana 12 gün sonraya gün verdiler.

Tıp merkezinden çıktığımda “yaşasın” dedim kendi kendime “daha 12 gün özgürüüümm”.

Güzel günler çabuk geçer ya, bu 12 gün Japonya’da hızlı trenler gibi hızla akıp geçti. Halbuki benim daha yemeği arzu ettiğim kalorili ne çok yemek vardı.

12 gün sonra, Zerrin Hanım’ın odasında oturdum ve makus kaderime razı şekilde boynumu büküp oturdum…

TO BE CONTIUNED…

Bilgen,şişmanamagüzel

Hiç yorum yok: