Otogarın önünde Nermin’i öptüm ve
O aracıyla devam etti Söğüt’e.
Eskişehir Otogarı’na girdim.
Sağ kolda otobüs firmaları, sol
kolda bir süs havuzu ve devasa bekleme salonu.
Firmaların olduğu renkli, ışıklı
koridora girdim. Sırtımda çantam, bakışlarım Efetur gibi kentime ait otobüs
firmalarının isimlerini arıyor.
Ama yok.
“Ankara Ankara Ankara” diye
bağırıyor solda bir adam.
“İzmir İzmir İzmir” diyor öbürü.
İleride ki ise “Bursa Bursa Bursa”
diyor
Hepsi kendilerine ait ili 3 kez
tekrar ediyor ama kimse “Kocaeli” demiyor. Hatta hiçbir tabelada yazmıyor. Büyükşehir
otogarında, sırtında bebesi ile kalakalmış Türkan Şoray gibiydim. Kocamı kan
davasında kaybetmiş; oğlumu bu kötü kaderden kurtarmak için köydeki bağı
bahçeyi muhtara bırakıp buraya gelmiştim.
Sırtımdaki çanta ağırlaştı,
ışıklar yoğunlaştı, bu makus kader iyiden iyiye omuzlarıma çöktü. Duvarın dibine
çöküp “oy benim dertli başım, ben nere gidem” diye feryat edip, sessiz sessiz
ağlayacakken önümde iki yol belirdi ya gazinocular kralıyla tanışacaktım ve
assolist olacaktım yada acentelerden birine yanaşıp Kocaeli otobüsü soracaktım.
Birine yanaştım, sordum. Onlar Ağrı’ya
gidiyormuş ki zaten Patnos bana tanıdık gelmişti, ilerideki bir firmayı
gösterdi.
Dediği firmaya gittim. Saat 9 da
otobüs olduğunu söyledi.( içsesim: off daha 3 saat var; keşke şarkıcı olmayı
seçseydin)
-
Tamam bir bilet lütfen, dedim
-
Ama bay yanı, dedi
-
Olsun canım, adam napıcak bana yolda, dedim
-
Sizin için sorun yok da ya bay sizinle oturmak
istemezse, dedi
-
Benimle oturmak isteyen bir bay bulun o zaman
dedim
-
Ben nasıl bulayım onu hanımefendi, dedi.(içses:
bu adam beni bişeyle mi yüzleştiriyor?)
Adam beni 12 deki otobüse ikna
etmeye çalıştı ama maymunun gözü açıldı ya, olmaz dedim başka bir firmaya
gittim.
Sevimli bir kız oturuyordu
bankoda
-Kocaeli’ne bir bilet lütfen,
dedim
- 19:30 arabamız var
- Süpper, bir bilet istiyorum.
-Ama yer yoooook, dedi espiri
yaptığını sanarak
Gülümsedim.
Derin bir nefes aldım.
-
Ben beceremedim Allah’ım, sana bırakıyorum, dedim.
Gece bitmeden evimdeydim.
Bazen sadece bırakmak gerekiyor.
Bilgen,themelek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder