13 Ağustos 2010 Cuma

Ne İlk Ne Son

Gözlerimin içine baktı. Garip bir hüzün vardı gözlerinde.

- Ne oldu? dedim
- Onun hayatındaki ne ilk sevdiği kadınım, ne ilk aşkıyım, ne ilk öptüğü insanım. Artık birilerinin hayatında bir şeylerin “ilk”i olamayacağımı fark ettim, dedi.

O an onun paranoyak olduğunu düşünmüş olsam da, daha sonra oturup düşündüğümde ne kadar da haklı dedim.

Yaşımız itibariyle edindiğimiz tecrübeler bizi daha kendimize güvenli, adımlarını emin atan ve ne istediğini bilen kadınlar yapsa da, hala içimizin bir yerlerinde yaşayan o küçük prenses nedense birilerinde iz bırakmamız gerektiğini bağırıyor bize.

Belki de bu şarap yaşlara daha yeni adım attığımızdan olsa gerek iz bırakmayı hep bir şeylerin “ilk”i olarak tarihe geçebilirsek yaparız sanıyoruz. Bu sebeple de eğer sebil sübyana aşık olmayacaksak da, üzülerek söylüyorum ki hayatımıza girecek olan birçok adamın ne ilk sevgilisi olacağız, ne ilk aşkı, ne ilk elini tuttuğu kız, ne ilk öptüğü hatta neredeyse bazılarının ilk karısı bile olamayacağız.

Birçok alanda ilk olamayacağımızı ve bununda bizim içimizde gizli bir karşılaştırma ve rekabet yaratıp habere adamı dideceğimiz düşünülmesine rağmen, beni düşündüren illa “ilk”ler mi unutulmazdır?

Birilerinin son aşkı olmak da keyifli olmaz mı? Ya da hayatındaki en çılgın kadın? Ya da ne bileyim en muhteşem kadın olmak da bizi adamın hafızasına kazımaz mı?

Hep “anın tadını çıkar, nasıl olsa kader ağlarını istediği şekilde örüyor” mantığında bir insan olarak bu konu üzerinde çok bile düşündüğümü düşünüyorum.

İster 25.sevgilisi olayım, ister 5.karısı, ben istemediğim müddetçe ne beni unutabilir ne de sıralamaya sokabilir.

Cumanız hayırlı, aklınız başınızda olsun.

Bilgen,narsist

Not: Yardım kolileri için para gönderenlere müjde, yarın kolileri alıp dağıtıyoruz. Henüz gönderemeyenler de bugün hadi şu pamuk ellerinizi cebinize bi atın bakalım.

Bilgen Uçar, Yapıkredi Ford Otosan Şb 24587052

Hiç yorum yok: