12 Mayıs 2010 Çarşamba

Tanrıdan Diledim 2

Erkek dediğin, öyle vıcık vıcık olmayacak.

Ağzında sürekli “seni seviyorum” lafı dönüp durmayacak ya da ne bileyim “aşkım”, “balım”, “balkabağım” gibi laflar çıkmayacak ağzını her açtığında.

“seni seviyorum” lafını öyle bir zamanda ve öyle bir şekilde söyleyecek ki, alyuvarlarına kadar hissedeceksin seni nasıl da çok sevdiğini ve o alyuvarlar damarlarında dolaştıkça da hatırlayacaksın seni sevdiğini. İşte bu sebeple de sürekli duymak için çırpınmayacaksın o cümleyi; o da söylememek için diretmeyecek zaten. Sadece yeri ve zamanı geldiğinde ve ikinizde hissettiğinde söyleyecek.

Sana hitabı, sana özel olmalı. Senin için bulunmuş bir isim, bir rumuz, bir lakap olmalı ve sen bilmelisin bu isim bir tek sana ait, bu hitabı bir tek sana yapıyor. Öyle her eski sevgiliye de zamanında söylenmiş olan genel laflar olmamalı. Ağzından o kelime çıktığında “acaba başka kimlere böyle hitap etti?” diye düşündürmemeli.

Evet herkesin bilmesinde mahsur yok bu hitabı ama bir tek sen bilmelisin bu ismin o dudaklardan bu kadar yumuşak, bu kadar sıcak nasıl çıktığını.

Kendi isminle seni çağırdığında da anlamalısın ki bir şeyler ters gidiyor. Ya kızmıştır, ya kırılmıştır. Adını duyduğunda endişelenmelisin kötü bir şey var diye, pır pır etmeli kalbin, telaşa düşmelisin. Nasıl düzeltmeli diye kıvranmalısın.

Herkesin seni çağırdığı şu adın var ya, bir tek ondan duyduğunda acı vermeli…

Bilgen,amin

Hiç yorum yok: