2 Temmuz 2009 Perşembe

O Zaman Şarkı Söylemek Lazım Avaz Avaz

Otoparkçı çocuk sanırım benim deli olduğumu düşünüyor.

Her sabah, saat 08:30 da yüksek sesle bir müzik ile otoparka giriyorum. Tempoya göre ya elim oynar ya başım oynar. Çocukcağız kapımı açar, ben “dur” derim, “bak şarkının burası ne kadar güzel” ve garibim eli kapıda şarkının güzel kısmının bitmesini bekliyor.

Arabadan indiğimde de, şarkıyı söyleye söyleye kliniğe geçerim. Kargocu adam, Yataştaki kızlar ve Citibank çalışanları alıştı bu şarkılı sabah selamlamasına da bazen kaldırımda yürüyen halk garip garip bakıyor.

Ne var bunda kardeşim, şarkı söylüyorum işte.

Keşke herkes içindekileri benim gibi şarkılara dökebilse.

Düşünüyorum da, uzun boylu kelli felli sigortacı Fadıl Abimiz, elinde evraklarla şarkılar söyleye söyleye dolaşsa ya da Citibank’ın müdürü paralı bir müşteri aldığında sokak lambasından destek alarak dansına başlasa. Hııım, hatta onun dansına bizde eşlik etsek. O önde, biz arkada; uygun adımlarla dansın coşkusuna katılsak. Dansımızın engellenmemesi içinde kamera bizi yukarıdan çekse.

Tabi siz dalyan gibi Fadıl Abi’yi, Citibank Bülent’i, hatta şuan tüm sokağın dansı sırasında gözüme ilişen çılgın sigortacım Feyyazcım ile ağır abi Bülent Bey’i tanımıyorsunuz. Ama bizim sokaktaki her esnafın keyifli anında kapılardan çıkıp dansa başlasak süper olmaz mı?

Zaten hepimiz toplum içinde yaşayan şizofrenler değil miyiz? J

Bilgen,theaslan

Hiç yorum yok: