13 Aralık 2014 Cumartesi

Ben İstedim Bir Göz, Allah Verdi Göz Göz

Kocaeli Büyükşehir ya, trafiği de büyük.
Çocukları almak için kırmızı ışıkların, yılbaşı ışıkları gibi gecede parladığı trafiğin içinde gitme çabasındayken “bu artık böyle olmaz” dedim kendi kendime. “Bu trafiğe bir çözüm bulmalıyım”
Bu trafik sorununu kimle görüşsem ki derken, “Nevzat Doğan’a anlatmalıyım bunu” dedim.
Nevzat Doğan İzmit Belediye Başkanı. Kendisini tanımam etmem. Çevremde onu tanıyıp benimle görüştürecek biri var mı bilmem, çünkü hiç sormamışım belediye başkanını tanıyor musunuz, diye. Ayrıca bu trafik işine O mu bakıyor, onu da bilmem. Benim tek bildiğim, iş-ev-çocukların okulu Bermuda Şeytan Üçgenin de habire ya bir billboardda yada bir köprüde, kendisinin yaptığı bir icraatı yada duyuruyu görüyorum. Benim bürokrasi ve politika bilgim sınırlı olduğundan normal vatandaşlık duygumla hareket ettim; kimin yapacağını bilmiyorsan; kimin yapacağını bileni bul. Nevzat Bey trafiği çözemiyorsa bile, kimin çözeceğini biliyordur.
Nevzat Doğan’la görüşme talebimi oluşturdum, Evren’e yolladım.
Ertesi gün, bir kontrol için bir hastaneye gittim.
Koridorun sonundaki odanın zilini çalın, sizi içeri alacaklar, oradaki hemşire ilgilenecek sizinle, dediler.
Koridorun sonuna gittim. Kapıda Nevzat Doğan, yanında 2 adam. Gülümsedim. Girişken bir tip gibi görünmeme rağmen, yanında iki adam olup da onlarla sohbet eden birinin de lafını “dün ben sizinle görüşmek istedim, aa bak karşımdasın” diye de pek bölmem. Ayrıca ben kapıda karşılaşmak istememiştim. Ona anlatabileceğim, beni dinleyip ilgileneceği bir şekilde karşılaşmak istemiştim. Demek daha vakti gelmedi, dedim ve talebimi bir daha gözden geçirip, yeniden ilettim.
Kapıyı açtılar, hemşire beni karşıladı, içeride bir odaya götürdü ve beklememi söyledi.
Oturdum bekliyorum Nevzat Doğan geldi. Selamlaştık.
Aaaa bir baktım, tam istediğim ortam. Sessiz oda, adam karşımda, öyle duruyoruz. Hani demek talebi biraz daha zorlasam, adam diyecek ki “Bilgen Hanım, bir şey anlatacakmışsınız bana, haber geldi” diyecek. Evren’i de o kadar yormamak gerek diye, kendimi tanıtıp, sıkıntıyı Nevzat Bey’e aktardım. Büyük bir kibarlıkla beni dinledi. Süreci ve projeyi anlattı. Vatandaş olarak benim ne yapmam gerektiğini ve kendisinin de ne yapacağını anlattı.
Nevzat Bey gittikten sonra, koltuğa oturdum, arkama yaslandım. Nasıl isteyeceğini bilirsen, olmaması imkansız, dedim kendi kendime ve gülümsedim.
Ahhh sevgili Brad Pitt, dayan çok az kaldı.

Bilgen,deli

Hiç yorum yok: