14 Ekim 2008 Salı

Araba Fuarı ve Erkek Milleti

Tanıdığım birçok erkek bu aralar ya araba fuarına gidiyor, ya da biletini aldı gidecek.

Bu tanıdığım aklı başında adamların hiçbiri, “cepte para yok ki napcam gidip? Orada aval aval gezinicem, belki de hiçbir zaman alamayacağım arabaların resimlerini çekiceğim. Alamadıktan sonra,boş şeyler bunlar.” demiyor.

Bir sene biraderim beni de kandırdı ve beraber gittik. Aman Yarabbi nasıl bir kalabalıktır o. Görseniz arabalar bedavaya veriliyor da, gidip önden sıra kapılıyor sanırsın. Arabaların bedava verilmesini bırak, bazı arabaların standına çit çekmişler, resmen “heey haddini bil, bu arabaya yakından bile bakamazsın” diyorlar. Ama çitin önünü görsen, bir gurup arkadaş kafalarını çitten içeri uzatmış, arabanın ateş kırmızısı dış rengine 20 cm daha yakından bakmanın tadını çıkarıyor.

O zamanda anlam verememiştim, şimdi de anlam veremiyorum. Alamayacağım bir şeye, bakmak için bu kadar eziyet nedendir?

Üniversitenin ilk yıllarındayım, kuzenlerimden biri İstanbul’a gelmiş, buluştuk. “Hayırdır abi, neden geldin?” dedim. Adam gayet doğal bir sesle, “Araba fuarına geldim. Kendime Mercedes ısmarladım. Ben onyedinci sıradaymışım,6 ay sonra teslim edecekler” dedi.(Tabi o alacağı çift kişilik spor Mercedesi ismi ile söyledi ama ben hatırlayamıyorum) Ahh, ahh, benim pek paraya nazarım deymez ama yanımda bir arkadaşım vardı, sanırım onun nazarı deydi; sevgili abimin arabası Türkiye sınırlarına girmeden daha yengem ikinci çocuğuna hamile olduğunu beyan etti. Ee bizim abimizin de spor araba sevdası, güzel bir aile arabası ile son buldu.

Ee ne derler,nazar etme ne olur çalış senin de olur!!

Bilgen,tekkıskançlığımancelikaculi

Hiç yorum yok: