Bir sene uğraştım Elif’e hamile kalmak için. Doktor
bir sorun olmadığını, kafayı takmamam gerektiğini söylüyordu. O her kafana
takma dediğinde, ben daha fazla takıyordum. O dönem yine benim gibi çocuk
sahibi olmaya çalışan bir arkadaşım vardı. Beraber internetten araştırmalar
yapıyorduk. Almanya’dan tükürük çubukları, Japonya’dan ısı ölçerler filan
getirtmiştik. Gebe kalımı ve kadın metabolizması ile ilgili bir doktor kadar
bilgiliydim.
Doktor en sonunda nasıl bir ruh
hastası olduğumu anladı demek ki, bir sene içinde hamile kalmazsam tedavi
ihtimalini düşünebileceğimizi söyledi ve ben kocaman bir “oh” çektim. Yani bir
ay daha bekleyecek sonra tedaviye başlayacaktık. Çok rahatlamıştım.
2005 mayısı, anneler günüydü. Rukiye
ile Özden’in nikahı için hazırlanıyordum. Nikahtan sonra annemlere
uğrayacaktık. Gözüm gebelik testine ilişti. Rimel sürmekle testi yapmak
arasında gittim geldim. (Düşün ne kadar takıntılıyım, makyaj dolabımda ojeden
çok gebelik testi var)
Makyajımı bitirdim. Nasıl olsa
negatif ama alışkanlık işte deyip testi yaptım. Sonucun olumsuzluğundan o kadar
emin ki tezgahın üzerinde bıraktım. İşlerimi hallettim. Üstümü giyindim. Ayakkabımı
seçtim, Murat’a hala kalkamadı diye söylendim ve en son banyoya girip ellerimi
yıkarken teste gözüm ilişti; çift çizgi/pozitif.
O an anladım ki neye takarsam
olmuyor. Ne kadar kafam rahatsa hayat bana o kadar fazla veriyor neye ihtiyacım
varsa. Ben ne kadar çırpınırsam çırpınayım olması gerektiği zamanda oluyor. Tek
yapmam gereken kafamı sakin tutmak, yoluma devam etmek.
Hiç beklemediğim bir anda
evliliğimiz belki de 2 yıl daha devam edebilmesi için Ahmet doğdu. Bu evlilik
belki de o tarihe kadar devam etmeliydi Ahmet’in doğması için.
Bunların hiçbiri bizim
bulunduğumuz yerden tablonun tümünü görüp yorumlayabileceğimiz durumlar değil
maalesef. Bir laf vardır, güvenmek demek, “o asla böyle bir şey yapmaz” demek
değildir. Güvenmek demek “yaptıysa vardır bir bildiği” demektir. Ben şimdi
arkama yaslanıyorum ve Yaradan’a güveniyorum.
Beni anneliğe seçtiyse, ilkinde o
kadar uğraştırıp, ikinci de hop diye verdiyse. Bu çocukları bu koşullarda
yetiştirmemi istediyse ve ilerde her ne olacaksa, vardır bir bildiği. Ben sadece
şükrediyorum.
Bilgen,anne
#bilgenaslan
#bilgenaslan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder