Tabiri caizse yaptığım iş gereği
bir unvan vermek gerekirse bizlere kişisel gelişimci diyorlar. Oysa benim tek
yaptığım kendimi fark etmem. Sinema perdesindeki yansımalarıma bakıp, kendi
yazdığım oyunumu seyretmek. Beğenmediğim sahneleri yeniden yazmak, oyuncularımı
düzenlemek. Yani tüm işim kendimle. Bu sırada yönetmenliğimizden ya da
senaryomuzdan etkilenip de kendi filmlerinde değişiklik yapmak isteyenlere de
kendi filmimi nasıl değiştirdiğimi anlatıyorum.
Benim filmimin iki başrol
oyuncusu var. Bu iki oyuncu, dünyanın en tecrübeli oyuncuları. Hatta o kadar
tecrübeliler ki yönetmen ben olmama rağmen, gerektiğinde beni bile
aydınlatıyorlar.
Mesela 5 dakika önce şöyle bir
diyalog geçti oyuncumla aramda;
-
Anne sen kedileri neden sevmiyorsun?
-
Sevmiyor değilim tatlım
Gözlerini devirerek;
-
Biliyorum biliyorum, nefesten önce bir km2
içinde kedi olsa kaşınır, gerilir, ortamı terk ederdin. Şimdi sadece garipsin. Bunları
biliyorum da ne oldu da sevmiyorsun.
-
Offf Elif, kaç kere anlattırdın. Ben lisedeyken
büyük çöp kovasına çöpü atmamla kedi üstüme atladı ve o günden sonra kedi türü
ile aramız açıldı.
-
Anne, ben biraz önce balon şişirdim. Hatta şişirirken
balon patladı. O kadar çok korktum ki iki dakika kalbimin çarpmasından etrafı
duyamadım. Sonra yeniden balonları şişirmeye devam ettim. Şimdi bir balon
patladı diye artık balonları sevmemeli miyim?
-
Yani ne demeye çalışıyorsun Elif?
-
Bence senin kedileri sevesin yokmuş
Gülümsedim. Bazen kim koç kim
ayna kim rehber bilemiyorum. Geçmişte yaşadığımız acıların veya üzüntünün bizi
nasıl kısıtladığını hepimiz bir şekilde fark ediyoruz. Arkasına sığındığımız
ise bu farkındalık. Ben kedi üstüme atladı da sevmiyorum diyorum. Hepimiz hala
karşımızdakini suçluyoruz. Tamam o senin üstüne atladı, korktun. Her acı/korku/üzüntü
sonrasında iki seçeneğimiz var; ya o olaya sımsıkı sarılır kendimizi durdururuz
ya da olan oldu der yolumuza devam ederiz. Yaşanan olay evrenin sorumluluğunda
olabilir ama bu olaydan çıkaracağın ders ve seçeceğin yol sadece senin
sorumluluğunda.
Şükürler olsun ki ne kadar
patlarsa patlasın balonları seven bir kızım var.
Bilgen,themelek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder