Kar durmuş.
Dikkatimi karşı apartmanın
sakinleri çekti.
Mesela şu ikinci katta oturanlar,
her gece yatarken aspiratörün ışığını açık bırakıyorlar. Mutfak loş, sarı bir
ışıkla doluyor. Anlayamadığım bir huzur veriyor o mutfağı seyretmek bana.
Onların 2 üstünde sağ tarafta
oturanların ise kalın, kırmızı perdeleri var ve ışık açık olduğunda, dışarıya
kırmızı bir renk veriyor, bu da güldürüyor beni.
Sanırım onun bir üstünde
öğrenciler var, çünkü perdeler hep yamuk yumuk, yarı açık, bir kısmı kornişten
çıkık. O camı gördüğümde sohbetler geliyor aklıma öğrenciyken yaptığım; Türkiye’yi,
ekonomiyi, insanları nasıl kurtardığımız.
Bak öğrencilerin çaprazındakiler
ise gece kaçta kalkarsam kalkayım hep salon ışıkları açık, uyumuyorlar mıdır
nedir? Ama uykusuz geçen gecelerimde onların ışığını görmek bana güven veriyor.
En alttaki dairelerin camlarında
ferforjeler var ve bu bana dünyada bir yerlerde kötülükler yaşandığını
hatırlatıyor.
Kimi perdeler katlamalı, kimi
camdan cama, kimi kalın, kimi mor.
Ama hepsi tam ve olması gerektiği
gibi. Her biri içimdeki bir duygunun yansıması, her biri bana ait ve her biri
aslında benim için oradalar.
Her biri bana aslında
birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını anlatıyor. Tüm farklılıklara ise ne
kadar çok ihtiyacım olduğunu fark ediyorum. Aynı yaşadığımız hayat gibi. Herkes,
her olay ve hatta yaşanan aynı olayın bile birkaç insandan dinlenişi bile
farklı. Ama tüm bu farklılıklar zaten dünyayı dünya yapıyor ve onu muhteşem
kılıyor.
Bir kez daha fark ediyorum ki,
her şey tam olması gerektiği gibi ve olduğu haliyle mükemmel.
Yaşadığım her şey için bir kez
daha şükrediyorum.
Bilgen,uyuartık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder