12 Temmuz 2011 Salı

Kaderimin Oyunu

Dün ders çalışmaktan yorulmuş, boş gözlerle televizyona bakıyordum. Başbakan konuşuyordu. Uzun uzun başbakana baktım.

Bu nasıl bir alınyazısı diye düşündüm. Bir ülkenin başındasın. Tek başına kaç dönemdir iktidarsın. Yani ne bileyim padişahın biraz daha medenileştirilmişi bir nevi.

Acaba insan ileride bu kadar büyük bir kariyere ulaşacağını hissediyor mudur yada ne bileyim kesin küçükken annesi falcıya gitmiştir de acaba falcılar “senin oğlan ileri de çok yükselecek” gibi bir şeyler söylemiş midir?

Bu nasıl bir talihtir ki de bunca insanın içinde birine vuruyor? Yani birine vuruyor olması değil sıkıntım, vuran kişi bunu hissediyor mu?

Mesela ben de hep prenses olacağımı filan hissediyorum, hadi günümüze uyarlayayım, başbakan olacağımı hissediyorum. Peki neden bu halk kapımın önüne gelip, “hadi bilgen, seni istiyoruz” demiyor. İlla benden mi bekliyorlar? İlla benim önümdeki kariyer için yıllarca sürecek ince hesaplar mı yapmam lazım? Neden doğuştan gelmiyor bazı büyük özellikler, neden hep çabalamak ve uğraşmak gerekiyor? Bir şey de şöyle havadan gelse de, “ooo süper oldu” desem.

Ama yok olmuyor işte. İlla çabalayacaksın. Kimse kapıma dayanıp, “biz seni istiyoruz, bizi sen yönet” demiyor. (Tövbe bak günaha girdim, bütün personelim beni ister)

O zaman çalışmaya devam. Hadi bakalım, ailenizin sigortacısı geldi, konut, dask,kasko,trafik,yangın,sağlık poliçeleriniz itina ile düzenlenir.

Bilgen,babasınınprensesi

Hiç yorum yok: