17 Haziran 2010 Perşembe

Bir İyi, Bir Kötü

Dün Allah’ın gücüne gitmesin ama berbat bir gündü.

Önce bir dost ile yenen öğle yemeğinde aşkın ne kadar büyük bir yalan olduğunu öğrendim.

Öğle sıcağında 118 kiloluk bedenimle İzmit’in bir ucuna kadar gidip, hesabımızdaki paranın Kartal şubesinden çekilebileceğini öğrendim.

İşe döndüm, kesin gözü ile baktığım teklifin kabul edilmediğini öğrendim.

Neyse ki gün bitti. Çocuklarım beni oyalar diye düşünüp eve koştum. Onları da alıp Kipa’ya geçtim. Onlar Kipa’da top havuzunda oynarken bende hemen havuzun yanına sandalye çekip, yarım saatliğine de olsa bugünden uzaklaşmak için kitabımın sayfalarına gömüldüm.

Aradan 10-15 dakika geçmişti ki yanımdaki kadın beni dürttü ve “Hanım hanım kitap okuyacağına çocuklarınla ilgilen” dedi.

Kadının bu tavrı deli etti beni. Havuzun kenarında oturuyorum, kulağım onların kahkahalarında, bir gözüm sürekli üstlerinde. Ne saçmalıyor bu kadın diye düşünürken, abla o yayvan ağzıyla açıklama yaptı.

“Aha şu kırmızılı senin oğlan değil mi? Bak sıçmış. O boklu pantolonu ile havuzda dolanıyor”

Kadını öldürmek istememe rağmen kadın doğruyu söylüyordu. Ahmet’in bezinden dışkısı şortuna geçmişti ve tamamıyla hijyen kurallarına aykırı bir şekilde geziniyordu. İşin kötü tarafı yanımda ne bez ne de yedek bir kıyafet vardı.

Utanç içinde çocukları havuzdan kaptığım gibi Kipa’ya girdik. Ahmet’e bez, ıslak mendil ve şort alıp tuvalete doğru koşmaya başladık. O sırada Elif koşmaktan vazgeçip bacaklarını çaprazladı ve “Anne çişim geldi, koşamam” dedi.

Bir elimde alışveriş torbası, bir elimde bok kokan oğlum, 1metre ötemde çişi gelmiş kızım, zaten yorgunum, canım sıkkın, ayaklarım şiş.

Yine ruhum yükseldi ve yukarıdan kendime baktım. “bitsin artık bugün Allah’ım, ne olur” dedim.

Ruhum yeniden bedenime indi. Alışveriş torbalarının olduğu kolumun altına Elif’i aldım. Tuvalete koşarken Elif’in omzunu duvara vurduk. Ağlamaya başladı. O ağlıyor diye Ahmet de ağlamaya başladı.

Velhasıl, Elif tuvaletini yaptı. Ahmet’in altı değişti. Yeniden oyuncaklara geri döndüler. Ben bitkin, onlar mutluydu.

Bugünse mübarek gün.

Güzel Allah’ım, herkesin gönlündekini biliyorsun. Ya gönlümüzdekini hayırlı kıl, ya da hayırlı olanı gönlümüze razı eyle.

Rızanı ve elini üstümüzden çekme.

Hayırlı kandiller.

Bilgen,bazentakediyor

Hiç yorum yok: