8 Mayıs 2013 Çarşamba

Olduğu Kadar, Olmadı Kader


Belki farkındasınızdır, Pazar gecesi Hıdırellez’di.
Çocukluğumdan beri pek bir severim Hıdırellez’i.
Küçük şehirlerin, geniş mahallelerinde büyüdüğümüzden ve hepimiz birbirimize benzediğimizden, aynı şekilde kutlanırdı Hıdırellez mahallece yada sülalece.
İlla bir gül ağacı ya da gül fidanının altına niyetin ya kağıda çizilip ya da yazılıp gömülecek ya da küçük taşlardan niyetine benzer şekiller oluşturulacak. Sabah ezanı ile de evin tüm camları açılacak ki, Hızır Aleyhisselam evi ziyaret etsin.
Bu sene hiç içimden gelmiyordu, ne de olsa nefesim açık, tam ve bağlantılı. Yaradan zaten özümün istediği her şeyi veriyor, ne gerek var şimdi 2 kat aşağı in, göm, çık vs vs vs  ama Adapazarı’ndan birkaç telefon gelince eski dostlardan, hadi dedim, çocuklara eğlence olsun.
Elif’le Ahmet’i aldım karşıma, dedim ki “bu gece ne dilek dilersek Allah dileğimizi kabul eder. Haydi şimdi dileklerimizi yazalım ve toprağa gömelim”.
Elif yazmayı da yeni öğrendiğinden bir sürü şey yazdı kâğıda.
Ahmet ise önce dileğin ne demek olduğunu sordu.
Sonra bunun noel mi olduğunu sordu.
Hızır kim dedi.
Noel Baba ile Hızır Hz. Arkadaş mı diye sordu.
Benim artık sabrım taşınca da dileklerini söyledi; İNŞAAT OYUNCAĞI.(???!!!)
Yazdık ve gömdük ve nihayet uyuduk.
Pazartesi günü okuldan çıktık, eve geldik. Ahmet evde deli gibi aranıyor. Ne aranıyorsun evladım, dedim.
İnşaat Oyuncağımı, dedi. Dün diledim ya, gelecek işte bugün oyuncağım.
Dondum kaldım. İşte dedim kendi kendime, biz yıllarca dilek dileyip o ağacın altına gömdük ve bir yıl içinde olur diye bekledik. Oysa Ahmet’in limiti yok, engeli yok. Gece diledim, sabaha olmalı diyor, çünkü zaten adam saf öz ve ruhu Yaradan’la bağlantıda. Dileğinin gerçekleşmesini engelleyecek sebepleri sıralayıp da bu sebepleri yaratmıyor zihni.
Aslında Ahmet’in bir engeli var; o da inşaat oyuncağının ne olduğunu bilmeyen BEN L
Bilgen,themelek

Hiç yorum yok: