Pantolonu, kenarlarından tuttu ve
bana göstermek için havaya kaldırdı.
-
Bu sana olur dedi
Bir gösterdiği pantolona baktım,
bir koca kıçıma baktım.
-
Olmaz dedim.
Elinde pantolonla yanıma geldi. Sanırım
olabilirliğini göstermek için, pantolonun düğmesini göbek deliğime dayandı,
düğmenin olduğu parçanın dikiş kısmını belimde bir yere dayadı.
-
Bak gördün mü, dedi. Sen kendini çok iri
sanıyorsun ama değilsin. Sadece önünde sevimli bir göbeğin var.
Bir satıcı kadına baktım, bir de
SEVİMLİ dediği göbeğime.
Sevimli mi?!!! Göbeğim mi?!!
Zavallı kadın, dedim içinden, para
için ne yalanlar söylüyor. Bana bakıyor ve iri bir kadın görmüyor. Göbeğime bakıyor
ve sevimli diyor. Üzüldüm kadıncağız için, hiç denemeden aldım pantolonu.
-
Boş yere surat asıyorsun. O pantolon sana
olacak. Alman bedeni o ve 46 sı sana olur.
-
Tatlım, bırak Almanı, bütün Avrupa birleşse, ben
46 bedene giremem, dedim en sonunda kadının kulağına diğer müşteriler duymasın
diye.
Hayretle suratıma baktı. Sanki Adriana
Lima’yım da, 46 beden olmaz diyorum, kadın o kadar şaşkın ve bu aptal inancımdaki
ısrarımdan da bıkmış bir bakış fırlattı bana.
-
Sen 50 beden ver bana, nolur nolmaz, dedim.
-
Aaaaaaa yok artık, sen 50 beden değilsin. Ne sanıyorsun
kendini? Dedi.
Allah’ım kadın delirtecek beni. Gözüne
perde mi inmiş, uyuşturucu mu almış, dün geceden uykusuz mu kalmış, nedir
anlamadım gitti. Koca göbeğime sevimli diyor, iri bedenime utanmasa balıketi
dicek. Kime bakıyor ne görüyor anlamadım ki!!!
Ben 48 bedene ikna ettim
kendisini ve aldım.
Sabah giydim.
Kadın haklı.
Almanlar tekstilde ilerlemeli.
Benim sevimli bir göbeğim var.
Kendimden başka hiç kimse beni
acımasızca yargılayamaz.
Bilgen,beklepodyumlargeliyorum